BİNYILDA BİR-H.Gökçe Birgin

Harika Gökçe Birgin Sanatın Yolculuğu için ”BİNYILDA BİR” yazısını yazdı.Kendisine teşekkür eder,yazısını okumanızı tavsiye ederiz.

Michelangelo’nun yaşamı on beşinci yüzyılın son çeyreği ile on altıncı yüzyılın yarısından çoğuna şahitlik eder.Dünya tarihinin sayılı yeteneklerinden biri olmasıyla beraber yaşadığı yüzyıl da kendisi ve dünya tarihi için çok özel bir dönemdir.

Çok özel bir dönemdir çünkü sosyolojik dönüşümler yüzyıllık döngüler halinde, bazen de bin yıllık döngüler halinde  ilerlemektedir.

Michelangelo bu yüzyıllık ve bin yıllık döngünün tam kesişme noktasında gelmiş, hem Avrupa Kıtası toplumu ve tarihi, hem de müntesibi oldukları Hristiyanlık akidesi tarihi için çok önemli çalışmalara imza atmıştır.

Michelangelo bir yetenek olarak da  yüzyılda ya da bin yılda bir gelecek bir sanatçıdır.Ya da bir yeteneğin bu kadar uygun koşullar içinde bulunup da böylesi üretken olması yüzyılda ya da  binyılda bir olabilecek birşeydir.

Aslına yeryüzü sahnesi çok talihli bir dönemindedir.

Binyılda bir gelecek başka bir yetenek Mimar Sinan da çağın zirvesi başka bir toplumda Osmanlı İmparatorluğu’nda eserler üretmekte dünya tarihi,mimari, kültür, estetik ve sanata eserlerini miras bırakmakta,O da kendi toplumunun ve İslam dini akidesinin yansıması eserler icra etmektedir.

Süleymaniye’yi yapmak için bir Sinan bir Süleyman lazımsa da, dünya insanlık tarihinin bu zirve eserleri için de adeta  bir Sinan bir de Michelangelo lazımdır.Ne şans ki ikisi de gelmiştir.O halde bu eserleri iyi okumak lazımdır.

İkisi de başka başka toplumlardan neşet etmiştir.Yaşadıkları toplumlar, bu toplumların geçirdiği sosyolojik evreler farklı farklıdır.Genetik aktarımlar farklıdır.Eserlerin kıyaslı okumaları buna göre yapılmalıdır.

Enteresan bir ortak payda vardır:O da teolojide kesişmektedir. Sinan, inandığı kutsal metinlerin iz düşümlerini, siluetler halinde surete girmeden betimlerken,Michelangelo da  Hz.Adem,Havva,Musa,Davut gibi peygamberleri,Nuh Tufanı,Kıyamet Günü vb teolojik esasları, kendi inancı çerçevesinden betimlemiştir.Konular ikisinde de ortaktır.

Bir hakikati betimleme çabası,aktarımı görülmektedir.Mimar Sinan da Michelangelo da kendi betimleme teknikleriyle, farklı şekillerde bu konuları ele almışlardır.

Michelangelo bu konuları tek tek resim ve heykel sanatıyla betimlerken, Mimar Sinan direk bir tüme varımla tevhid eksenli eserler vermiştir.

Başa dönersek:

Michelangelo bu yüzyıllık ve bin yıllık döngünün tam kesişme noktasında gelmiş hem Avrupa kıtası toplumu ve tarihi hem de müntesibi oldukları Hristiyanlık akidesi tarihi için çok önemli çalışmalara imza atmıştır.

Bin yıllık bir döngüdür çünkü Avrupa Kıtası toplumunun  ortaçağ kabuğundan kurtulması bin yılını almıştır…Bin yıllık bir sessizlik…

Yüzyıllık bir döngüdür çünkü Ortaçağın bitip de  gelen yeni çağın etkilerinin sosyolojik dönüşümü yüzyılı almaktadır…Bu eserler İstanbul’un Fethi’nden sonraki yüzyıllık bir sosyolojik dönüşümün yansımaları sayılmalıdır.

Vatikan’ın Sistine  Şapeli’nin tavan resimleri bu kadar uzun bir dönemin sonunda Michelangelo tarafından işlenmiştir.

 

Harika Gökçe Birgin

 

You may also like...

Your email will not be published. Name and Email fields are required