İSTANBUL HORHOR CADDESİ ÜZERİNDE YER ALAN TARİHİ ESERLER -Merve Melda Engin…

Sanat Tarihçisi Merve Melda Engin Sanatın Yolculuğu için ”İSTANBUL FATİH SEMTİ HORHOR CADDESİ ÜZERİNDE YER ALAN TARİHİ ESERLER” yazısını yazdı.Kendisine teşekkür eder,yazısını okumanızı tavsiye ederiz…

ELHAC SÜLEYMAN HALİFE SIBYAN MEKTEBİ

 

1728 yılında inşa edildiği bilinen Elhac Süleyman Halife Sıbyan Mektebi, İstanbul’ un Fatih İlçesi, Babahasan Alemi Mahallesi’ nde Horhor Caddesi üzerinde yer almaktadır. 1061 ada 1 no’ lu köşe parselde, Yeşil Tekke Sokak ile Horhor Caddesi’ nin kesişimindedir. Mektebe giriş Yeşil Tekke Sokak üzerinden gerçekleşmektedir. 1718- 1730 yılları arasında tarihlenen Lale Devri’ nde,  Sultan III. Ahmed zamanında (1703- 1730) inşa edilmiştir.  Çocuklara ilk eğitimin verilmesi amacıyla vakfedilerek yapılmış olan bu yapı, Osmanlı yapım tekniklerini yansıtmaktadır. Bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla almaşık duvar tekniğine sahip olan yapı, iki katlı olup, dış cephe özelliklerinin  tamamına yakınını günümüze kadar taşımıştır.[1]  Sultan III. Ahmed’in surre eminliğini yapmış olan, Başmuhasebe Kalemi görevlilerinden Elhac Süleyman Efendi’ nin kendi adına yaptırılmasını istediği sıbyan mektebinin yapımına vefatından sonra başlandığı bilinmektedir. Mahalle arasında ve köşe parselde yer alan yapı, ilk yapıldığı dönemle ilgili olarak çevresinde bulunan ahşap konutlara, herhangi bir yangın durumunda acil müdahale edilmesi de düşünülerek bir çeşme ile ilişkilendirilmiştir. Kesme taştan ve klasik üslupta yapılmış olan bu çeşmenin, kaldırım kotunun yükselerek yalağının gömülmesi nedeniyle 2002 yılında hazırlanan projeleri kapsamında restorasyon geçirdiği bilinmektedir. Günümüzde de hala kullanılmaktadır. Hemen yan parselde yer alan ve büfe olarak kullanılan yapı, mektep duvarına bitişik olarak konumlanmaktadır. Burası, mektebin vakfiyesinde de sözü edilen attar dükkanıdır ve eski haritalarda ahşap olarak işaretlenmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğü’ nün 30.06.2008 günlü bir raporuna göre, bu büfenin konumu nedeniyle Elhac Süleyman Halife Sıbyan Mektebi’ ni engellediği gerekçesiyle kaldırılması uygun görülmüştür.  Yapı, 1728 yılından, sıbyan mekteplerinin kapandığı 1924 yılına kadar özgün işlevinde kullanılmıştır. 1924 tarihinden 1970 yılına kadar konut ve kömür atölyesi olarak işlev görmüştür.

 

 

Günümüzde yapının mülkiyeti TC. Başbakanlık Vakıflar Müdürlüğü’ ne ait olup, 1970 yılında Kültür ve İktisat Derneği’ne tahsis edilmiş ve dernek merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda, yapı geçirdiği kapsamlı restorasyondaki değişimlerin yanı sıra, plan şemasının değiştirilmesi ve niteliksiz eklerle ciddi müdahaleye uğramıştır.

Fotoğraf: Alman Arkeoloji Enstitüsü Kütüphanesi
Elhac Süleyman Efendi Mektebi

Fotoğraf: Güneybatı cephesi ve giriş kapısı

Fotoğraf : Yeşil Tekke Sokağı ve Sıbyan Mektebi 1971

Fotoğraf: Yeşil Tekke Sokağı’ na bakan fotoğraf(1971)

1968 yılına ait Akın Gönülşen, Nafi Çil’ e ait güneybatı cephesi rölöve çizimi

1968 yılına ait Akın Gönülşen, Nafi Çil’ e ait kuzeybatı cephesi rölöve çizimi.

1968 yılına ait Akın Gönülşen, Nafi Çil’ e ait kesit çizimi.

                            HAYDARHANE CAMİ VE TEKKESİ

Tarihi kaynaklarda yapılan araştırmardan elde edinilen bilgilere göre Haydarhane Mescidi ve Tekkesinin; İstanbul Saraçhane Semti Horhor Caddesi üzerinde, Kırma Tulumba Sokağı’nın kavşağında, Subhi Paşa Konağı’nın yanında yer aldığı bilinmektedir.

 

       Haydarhane, ayin günü pazar olan bir Kadiri Tekkesi idi. Tevhidhanesi 1929’da kısmen çökmüş, son kalıntıları 1950 yılında Fatih Belediyesi tarafından kaldırılmıştır. Mescid 1934 yılında yıkılmıştır. Yerine apartmanlar yapılmış, sonra onlar da yıkılıp yerlerine İstanbul Üniversitesi Hizmet Binaları yapılmıştır. Günümüze kısmen tahrip olmuş haziresi ve bir kısım arsası ulaşmıştır.

 

        Haydarhane mescidi için nişancı Bıyıklı Ali Paşa, III. Osman devrinde 2 ay 10 gün süren Sadrazamlığı sırasında Vakıf kurmuş (1755), ancak Sadrazamın katlini takiben Vakıf da Sultan III. Osman himayesine geçmiştir. Bıyıklı Ali Paşa mescidi tefriş ettirmiş ve mimber koydurtmuştur. Bu tarihten sonra, yıkıldığı tarih olan 1934 yılına kadar mescid, mahallenin adıyla anılır olmuştur. Vakıflar dergisi XII, S.585 Etraf-ı Aksaray’daki Tekke ve Zaviyelere ödenen tekaya ve zeyaya listesinde, ’’Saraçhane Kurbünde Alemdar Haydardede Zaviyesi’’ olarak anılmaktadır.  Yine, DGSA Rölöve Dergisi,1968., S.29’ da bulunan Horhor’da Elhaç Süleyman Efendi Sıbyan Mektebi Rölövesi açıklamasında, karşısında Haydarhane Mescidi bulunduğundan, Sıbyan mektebinin de Haydarhane Mektebi olarak anıldığı bilgisi mevcuttur. Mescid avlu girişi Horhor Caddesi üzerinde olup, giriş sol yanında basamaklar ile tekke bölümüne çıkıldığı anlaşılmaktadır. Tekke hakkında tek fotoğraf Esin Demirel İşli’nin 1998 tarihli doktora tezinde bulunmaktadır.

Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisinde Tekkenin Sultan II. Bayezid Han döneminde (1481-1512)  Alemdar Haydar Dede tarafından kurulmuş ve vakfiyesinin oğlu Hacı Hüseyin adına 936/1529-30 da tescil edildiği, 19. yy’dan itibaren İstanbul tekkelerinde Kadirîliğe bağlı olarak gösterildiği ve  haziresi hariç tamamen ortadan kalktığı belirtilmektedir. ‘’ Alemdar Haydar Dede, Haydar Dede, Haydari Ali Dede gibi isimlerle anıldığı bilinmektedir. Tevhidhanesi, meşruta binası ve derviş odalarının bulunduğu arazi üzerinde günümüzde halen İstanbul Üniversitesi’nin Film merkezi ve Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nün bulunduğu bina yükselmektedir. Haydarhane’nin tevhidhane bölümü 1929 yılında kısmen çökmüş bir vaziyette idi. Yapıldığı dönemde ahşap, iki katlı, cumbalı ve L biçimli bir yerleşim planına sahip olan Meşrutahanesi ise 1975 yılında yıktırılmıştır. Bu tarihlere kadar harap ve terk edilmiş olarak ayakta olan tekkeye ait bu yapılar yıktırılarak yeni kamu binaları inşa edilmiştir.

Caminin günümüzde mevcut olan haziresi ile Suphi Paşa Konağı’nı ayıran duvar bakiyesinin konak yönü, derviş odalarının sıralandığı alan idi. Günümüzde bu alan bahçe ve otopark olarak kullanılmaktadır.

 

Tahsin Öz’ün İstanbul Camileri isimli kitabında Haydarhane Mescidi’nin banisinin Vazir Haydar Paşa olduğu ve sadece duvar bakiyesinin günümüze ulaşabildiğine değinilmiştir[1] (Tahsin ÖZ, İstanbul Camileri T.T.K Basımevi, Ankara, 1997).

 

 

Şeyh Aliyyü’l-Haydarî, diğer adıyla Ali Haydar Dede, Fâtih Sultan Mehmed’in sancakdarlarından biriydi. Saraçhâne yakınlarında şimdiki Horhor Caddesi, Kavalalı Sokağı’nda bir mescid yaptırmış, sonra meşîhat koydurarak mescid-tekke hâline getirmiştir. “Haydarhâne” olarak bilinen bu tekkenin tevhidhânesi içinde, zamânında ziyâretgâh olmuş ahşap türbesi varmış. Bitişiğinde oğlu Hüseyin Haydarî’nin sandukası varmış. Tekke yangın geçirmiş, sandukalar yok olmuştur. Yangından sonra 1312/1894-95 yılında tekke tekrar inşâ edilmiştir.

 

 

Semavi Eyice’nin Anıtlar Yüksek Kurulu’na yazdığı 04/06/1962 tarihli raporda; tekke ve arsasının Suphi Paşa Konağı’nın üst kısmında yer aldığı, çevresinin apartmanlar ile sarılı olduğu arsada tekkeden kalan ahşap bir evden başka haziresinde  1227 tarihli bir taş olmak üzere 25-30 adet mezar taşı görüldüğü belirtilmiştir.

 

Haydarhane Tekkesi (Haydari Hüseyin Dede Tekkesi) İstanbul Fatih, Baba Hasan Alemi Mahallesi, Kavalalı Sokağı 936 ada, 10 parselde, Haydari Şeyh Ali Dede tarafından Sultan II. Bayezid Han devrinde (15. yy) inşa ettirilmiştir. Ahşap tevhidhanesinin maksuresi içindeki türbede tekkenin banisi Haydar Dede’nin sandukası vardı.

 

Haydarhane, ayin günü pazar olan bir Kadiri Tekkesi idi. Tevhidhanesi 1929’da kısmen çökmüş, son kalıntıları 1950 yılında Fatih Belediyesi tarafından kaldırılmıştır. Mescid 1934 yılında yıkılmıştır. Yerine apartmanlar yapılmış, sonra onlar da yıkılıp yerlerine İstanbul Üniversitesi Hizmet Binaları yapılmıştır. Günümüze kısmen tahrip olmuş haziresi ve bir kısım arsası ulaşmıştır.

 

      Haydarhane mescidi için nişancı Bıyıklı Ali Paşa, III. Osman devrinde 2 ay 10 gün süren Sadrazamlığı sırasında Vakıf kurmuş (1755), ancak Sadrazamın katlini takiben Vakıf da Sultan III. Osman himayesine geçmiştir. Bıyıklı Ali Paşa mescidi tefriş ettirmiş ve mimber koydurtmuştur. Bu tarihten sonra, yıkıldığı tarih olan 1934 yılına kadar mescid, mahallenin adıyla anılır olmuştur. Vakıflar dergisi XII, S.585 Etraf-ı Aksaray’daki Tekke ve Zaviyelere ödenen tekaya ve zeyaya listesinde, ’’Saraçhane Kurbünde Alemdar Haydardede Zaviyesi’’ olarak anılmaktadır.  Yine, DGSA Rölöve Dergisi,1968., S.29’ da bulunan Horhor’da Elhaç Süleyman Efendi Sıbyan Mektebi Rölövesi açıklamasında, karşısında Haydarhane Mescidi bulunduğundan, Sıbyan mektebinin de Haydarhane Mektebi olarak anıldığı bilgisi mevcuttur.

Sanat Tarihçisi

Merve Melda Engin…

 

You may also like...

Your email will not be published. Name and Email fields are required