İstanbul Beşiktaş’ta bulunan Dolmabahçe Camii, Bezmiâlem Vâlide Sultan’ın emriyle inşasına başlanılmış, onun 1853 yılında vefatının akabinde oğlu Sultan Abdülmecid tarafından tamamlanmıştır.
Tek kubbeli bir plan şemasına sahip olan cami, Osmanlı Batılılaşma sürecinin en gözde yapıları arasında yer almaktadır. Barok, rokoko ve ampir üslupların bir ahenk içerisinde verildiği bu yapıda süsleme ve tasarım anlayışı eklektik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mermer ve taş malzemeden yapılmış olan yapının ön cephesinde boylu boyunca iki yandan dışa taşkın, iki katlı Hünkâr Kasrı bulunmaktadır. Küçük bir saray görünümünde olan kasıra üç kapı ile giriş sağlanmaktadır.
Camiye, Hünkar Kasrının antresinden giriş yapılmaktadır. Oldukça ferah ve aydınlık bir iç mekan sunan harim mekanının, zemini iri kırmızı tuğlalarla döşenmiş, kubbe içi ve pandantifleri yaldız ve yağlı boya kalem işleriyle tamamen batı etkili olarak tezyin edilmiştir. Harimi koruma altına alan ve pandantiflerle geçilen kubbe ise doğrudan beden duvarları üzerine oturtulmuştur. Kubbenin ağırlığı karşılamak için dört köşeye ağırlık kuleleri konumlandırılmış ve bu husus perde duvarların oluşmasına da imkan tanımıştır.
Renkli mermer işçiliği sunan mihrap ve minber, barok ve ampirin etkisindedir. Mermer malzemeli vaaz kürsüsü ise plastırlarla bölünmüş konik kaidesi ve dairesel korkuluk bölümünde ise yine barok ve ampir etki yoğun olarak hissedilmektedir.
Kaynak: Selda Kalfazade, “Dolmabahçe Camii”, TDV. İslam Ansiklopedisi, C.9, İstanbul, 1994, 502-503.
Foto. Kaynak: Burak GÖKLER