Cübbe ayaklara kadar inip kanatları birbiri üzerine gelecek şekilde kapatılan, bol ve hafif elbiseye verilen bir isim olup İspanyolca’da jupa, aljupa, İtalyanca’da giuppa, giuppone, Fransızca’da, jupe, jupon, İngilizce’de ise gowns şeklinde geçmektedir.
Orta Asya’da Türkler’in mor koyun yününden cübbe giydikleri bilinmektedir. Şamanizm’de Kam’ların cübbe ve külahtan oluşan bir kıyafet kullanmışlardır. Ayrıca bu coğrafyada kaba ismiyle adlandırılan Türkmen cübbeleri ise işlemeli ve kaliteli kumaştan imal edilmiştir.
Orta Asya dışında Arap Yarımadasında Hz. Peygamber döneminde Tebük Gazvesi esnasında Şam (veya Rum) cübbesi giydiğine dair hadisler ve bazı folklorik bilgiler mevcuttur. Bununla birlikte cübbenin bölge halkının kullanageldiği bir elbise türü olduğunu söylemekte mümkündür.
Abbasi (750-1258) halifesi tarafından Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’e (990-1063) siyah bir cübbe giydirildiği kayıtlarda geçerken, Memlüklüler’de kaba veya cübbenin üst elbisesi olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Kep değerlendirildiğinde ise sözlüklerde, törenlerde öğretim üyelerinin veya öğrencilerin giydikleri özel bir başlık olarak tanımlanmaktadır.
Cübbe ve kepin birlikte kullanılarak akademik mana taşıdığı ilk yer olarak Endülüs Emevi Devleti Dönemi’nde kurulan Kurtuba Üniversitesi (859) gösterilmektedir. Üniversiteden mezun olan ve hocalık hakkını kazanma manası taşıyan bu husus, durumu öğrencilere ilan etmek için kullanılmıştır.
Cübbeyle ilgili bir diğer görüş kıyafet tarihinin XII-XIII. yüzyıla kadar uzandığı ve din adamı kıyafeti olduğu yönündedir. 1321’de Coimbra Üniversitesi’nin bir tüzüğü, tüm “Doktorlar ve Lisansların” önlük giymesini gerektiğini beyan etmiştir. XIV. yüzyılın ikinci yarısında ise kıyafet tüzüğü hazırlanarak uzun bir elbise giyilmesi emredilmiştir.
Ortaçağ Üniversitelerinde kullanılan ilk özel akademik giysi parçası elbise üzerine giyilen kolsuz pelerin olan cappa clausadır. İngiltere Kralı VIII. Henry zamanında Oxford ve Cambridge ilk olarak kesin bir akademik kıyafet önergesi başlamış ve ayrıntılarına kadar üniversite denetimine bırakmışlar ve cappa clausa kıyafetini kabul etmemişlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda cübbe ile beyaz sarık giymek ilmiye/ulema sınıfının ve medreselilerin bir alameti ve nişanı olarak görüşmüştür. Eğer cübbe ile kavuk takılıyorsa ilmiye/ulema sınıfından ayırt edilmiştir.
XIX. yüzyılın sonlarında Amerika’da belirli yetileri netleştirmek için kıyafetin renk, desen ve tasarımları standart bir hale getirilmiştir.
1900’ler den sonra başa takılan kep artık yukarıya fırlatılmaya başlandı. 1912’ de Amerikan Deniz Harp Akademisinin mezuniyetinde mezun olacaklar, dört yıl boyunca taktıkları harp okulu keplerini, memur şapkalarıyla değiştireceklerinden dolayı havaya fırlatarak artık ihtiyaçları olmadığını simgeleyen bir gösteriyle başlatıldı.
Kaynakça
Büyük Larousse Ansiklopedisi, C. V, İstanbul 1986, 2522.
Cemil Akpınar, “İcâzet” TDV. İslam Ansiklopedisi, C. XXI, İstanbul 2000, 393-400.
Cengiz Kallek, “Cübbe (Fıkıh), TDV. İslam Ansiklopedisi, C. VIII, İstanbul 1993, 103.
https://content.herffjones.com/resources/graduation/the-history-of-graduation-caps-and-gowns/ (Erişim Tarihi: 10.10.2022)
https://willsieco.com/cap-gown-history-and-guidelines/ (Erişim Tarihi: 10.10.2022)
Mustafa Sıbai, İslam Medeniyetinden Altın Tablolar, Konya 1979.
Reşat Ekrem Koçu, Türk Giyim Kuşam ve Süsleme Sözlüğü, Ankara 1967, 57-58.
Sabahaddin Türkoğlu, “Cübbe”, TDV. İslam Ansiklopedisi, C. VIII, İstanbul 1993, 102-103.