Dokuzuncu Senfoni-Harika Gökçe Birgin

Harika Gökçe Birgin Sanatın Yolculuğu için ”Dokuzuncu Senfoni” yazısını yazdı.Kendisine teşekkür eder,yazısını okumanızı tavsiye ederiz.

Dokuzuncu Senfoni

Beethoven,Dokuzuncu Senfoni’de;ait olduğu toprakların ve toplumun, bütün bir tarihini notalarla adeta hayalimize çizmiştir.

9.senfoni dinleyenleri, kıta Avrupası’nın tarihi savaşlarına götürür.Kalabalık orduların, atlılarının seslerini duyurur.Sınıf farklılıklarının ağır paletleri altında ezilen  insanların, mazisini hatırlatır.

9.senfoni ile ilgili görsel sonucu

Adeta Beethoven ‘ın ruhu;geçmişten yaşadığı zamana; çağından yarınlara; müthiş bir nabız tutar.Bu nabızla notalarında herşeyi anlatır ve insanlığa barış adına bir çağrıda bulunur.

Tolstoy’ un mezarındaki çelişki ve olasılıksızlık;Beethoven’ ın yaşamında başka türlü belirir.

Kabiliyetli olduğu halde çok zorlayıcı bir eğitimden geçmek;

üç yüz kişilik bir orkestra,yeryüzünün en unutulmaz eserini dünyaya armağan ederken,orkestrayı yönetememek;

herkes devasa alkışlarla onu alkışlarken,hiçbir şey işitememek;

Ancak hayranlarından biri tarafından kollarından tutulup salona çevrildiği zaman, halkın gözyaşları içinde  beğenilerini görüp anlayabilmek…

Avrupa’da 1800’lü yıllarda; akıl ve tecrübeyi esas alan bazı hukukçular; üç yüzyıl boyunca hukuk üzerine çalışmalar yapmışlardır. Beethoven’ ın yaşadığı dönem,bu hukuk çalışmalarının dördüncü yüzyılına denk gelmektedir.

Enteresandır ki Roma İmparatorluğu,milattan önceki yıllardan başlayarak tam 500 yıl Cumhuriyet ile yönetilmiş ,bu devrede Roma Hukuku diye adlandırılan;  sınıf  farklılığı ile mücadele ve tüm fertlerin eşit ve adil yargılanması için ;yazılı kanunlar hazırlamıştırBu kanunlar, on iki levha halinde yazılarak, şehir meydanına asılmıştır. Roma Hukuku milattan önceki tarihte hazırlanmış;savaş bozgunlarıyla önce meydandan; sonra yıllar geçtikçe pratik hayattan kopmuşlardır.İmparatorluğun ilk yazılı kanunlarıdır.Akıl, tecrübe ve yargılamada eşitlik orjinli bir bakış açısıyla; on iki kişilik bir komisyon tarafından hazırlanmıştır. Sınıf farklılıklarını  gidermesi yüz yılı bulmuştur.

İşte insanın bireysel hayatındaki unutkanlıklar gibi;toplumların hayattında da unutkanlıklar  vardır.Roma yazılı kanunları da ,taht kavgaları içinde unutulmuştur.Gücü elinde bulunduran sınıfların ya da din diye anlayışsızlıklarını sunan din adamlarının; pratiğine mağlup olmuştur.

Savaşlar ve Ortaçağ’ ın haksız uygulamaları bir yandan;deniz yolculuklarıyla ekonomik kalkınma sağlayacak gelişmelerin olması bir yandan ; 13.yüzyıldan 17.yüzyıla ; Bologna, Campridge ve Oxford üniversiteleri başta olmak üzere; kıta Avrupası’nın hukukçuları,dört yüzyıldan uzun süre; Roma hukukuna dair yeni veriler keşfettikçe, ülkelerinde akılcı ve eşitlik üzere hep yeni hukuk güncellemeleri yapagelmiştir.

Beethoven’ ın yaşadığı devirde; artık Almanya’ nın,İtalya’ nın ,Fransa nın ,İsviçre’nin kendi hukukları vardır.

Osmanlı imparatorluğu dağılma devrine girmiştir:Yeni bilim adamları yetiştirilememektedir.Ekonomik üstünlük yeni deniz yolları keşfedilmesiyle, Avrupa lehine seyretmektedir.Fertlerin niteliği, sistem, bilim; yüzyıllık bir ölçekte ;değişen kıtasal dengeleri karşılayacak yeterli bir canlılıkta değildir.

Ve 9.senfoni;kardeş olun ey insanlar derken; insanlığı tam iki tane dünya savaşı beklemektedir.

Almanya,Birinci ve  İkinci Dünya Savaşı’ ndan mağlubiyetle çıkmıştır.

Osmanlı imparatorluğu yıkılmıştır.Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur:Ticaret ve denizcilik  kanunu Almanya’ dan; medeni kanun Fransa’ dan;ceza kanunu İtalyan’dan; borçlar kanunu İsviçre’den alınarak Avrupa Kıtası ile hızlı bir hukuk adaptasyonu sağlanmıştır.

Bu açıdan Roma Hukuku ve günümüz Avrupa Kıtası’nın hukuk uygulamaları Türkiye için çok önemlidir.

Kıta Avrupası, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra; aynı acıların yaşanmaması için;temel disiplinler ve birlikler geliştirmeye başlamıştır.Kıtadaki ülkeler, çağdaş ;ekonomik ve siyasal kalkınma içeren disiplinler oluşturmuşlardır.Bu disiplinlere sahip kurumlar oluşturulmuştur.Avrupa Birliği, Birleşmiş milletler gibi.

Sonuçta;1972 ‘de Strasburg ‘da Avrupa Konseyi bakanları; Dokuzuncu Senfoni’yi, Avrupa Birliği’nin resmi marşı ilan etmişlerdir:Bu çok anlamlı bir deklerasyondur:

İnsanoğlunun unutkan yanının, toplum olarak etkinleşmemesi ; yeryüzündeki her bireyin temel haklarının hiçbir koşuldan etkilenmeden süregelmesi.

Beethoven’ın yapıtında, Shiller in Neşeye Övgü isimli şiiri bestelenerek okunmuştur.Bu çalışma dünyada bir ilktir.

“Kardeş olun ey insanlar,

Bunu ister tanrımız!

Bu dünyada her şey geçer,

Yalnız sana dost kalır.

İnsanlığa doğruluğa,

Göğsünü aç korkma sakın.

Hür doğmuştur insanoğlu,

Hür yaşamak hakkıdır.”

Ne diyelim?.. Amin..

 

About

You may also like...

Your email will not be published. Name and Email fields are required