Genel Borçlar anlamına gelen Düyun-u Umumiye binası, II. Abdulhamid zamanında Cağaloğlu’nda Türk Ocağı Caddesi üzerinde dönemin ünlü mimari Alexandre Vallury tarafından 1897 yılında yapılmıştır. 1928 yılınına kadar Osmanlı Devleti’nin dış borçlarını denetleyen bir kurumdur. Düyun-u Umumiye kurulduğu yıldan itibaren, Osmanlı Devleti’nin ekonomik ve mali yaşamı üzerinde etkili bir rol oynamıştır.
Lozan Antlaşması ile, Osmanlı Devleti’ni yarı-sömürge seviyesine indiren bu kurumun vergi gelirlerini denetlemesi son bulmuştur Borçlar, Osmanlı Devleti çöktükten sonra, Osmanlı topraklarında kurulan devletlerarasında paylaştırıldıysa da en büyük borç yükü Türkiye’ye verilmiştir. Türkiye Düyun-u Umumiye’ ye olan borcunun son taksitini, ilk dış borcun alınmasından tam bir yüzyıl sonra, 1954‘te ödemiştir.
Geniş ve eğimli bir arsa üzerine kurulan yapı, bir yönüyle Haliç’e bakar. Doğu-batı doğrultusunda yerleştirilen bina 120 x 48 m boyutlarındadır.
İstanbul mimarisinin etkileyici mimari örneklerinden biri olan binanın yapımında bosajlı taş duvarlar kullanılmıştır.Ana hatlarıyla dikdörtgen planlı ve üç katlıdır. Ayrıca köşelerdeki çıkmalar ve beşgen kitleler birer kat daha yükseltilmiştir. Kat kornişleri ile belirginleştirilen cephelerde Neo-Rönesans kökenli bir anlayış vardır.Birinci katta dikdörtgen, ikinci katta, kilit taşları belirgin, bursa kemerli pencereler kullanılmıştır. İkinci katın pencereleri ilave bir çerçeve ile vurgulanmıştır. Üçüncü katta ise sivri kemerli pencerelerde ise maniyerist bir eğilim vardır.
Pencerelerin biçim ve tasarımında kullanılan mimari öğeler Osmanlı anıtsal mimarisinden alınarak yeniden yorumlanmıştır.Doğu ve batı uçlarında köşeler, uzun eksene dik yönde yerleştirilmiş taşıntılı kitlelerle belirginleştirilmiştir.Köşelerde verilen bu vurgulara doğu-batı ekseni üzerinde yer alan beşgen çıkmalarla dikdörtgenin ana çerçevesi değişmektedir.Dikdörtgen planı asıl değiştiren unsur ise kuzey-güney eksenindeki portali ve saçağıdır.Plana aksiyal bir etki yapan bu giriş kitlesi binanın üç katlı yüksekliğini de aşarak geniş bir saçakla son bulur.Bu anıtsal portal Osmanlı mimarlığının klasik ve barok motiflerinin plastik potansiyelinin yeniden keşfi anlamına gelir.Portalin içine yerleştirdiği sivri kemer dört kat yüksekliğindedir ve konsollar yardımıyla öne çıkmaktadır.Taç kapının son katı veranda şeklinde düzenlenmiş üçlü bir locaya sahiptir ve barok üslupta eli böğründeler/ahşap konsollarla desteklenen barok dalgalı geniş saçaklı bir çatıyla örtülmüştür. Ana vestibülün üzeri cam bir kubbe ile örtülüdür. Dikdörtgen plan içinde kalan kısımlar oldukça sadedir.Plandaki mekânlar doğu-batı eksenindeki koridor üzerine yerleştirilmiştir.
Kaynakça:
Oral Sander, Siyasi Tarih (İlkçağlardan 1918’e), İmge Kitabevi, 13. Baskı
Emre Kongar, Tarihimizle Yüzleşmek, Remzi Kitabevi, 2. Baskı
Birgül A. Güler, “Yönetimde Özerklik Sorunu: Duyunu Umumiyei Osmanlı Meclisi İdaresi 1881-1948”, Memleket Siyaset-Yönetim Dergisi, Mayıs 2006, s.97-119.