Konya’da bulunan Sırçalı Medrese, Sultan II. Alaeddin Keykubat’ın lalası Bedreddin Muslih tarafından 1242-43 yılında yaptırılmıştır. Bu medrese yapıldığı dönemde fıkıh, tefsir, hadis olmak üzere dini bilimlerin okutulması, Hanefi Mezhebine bağlı din adamlarının yetiştirilmesi için inşa edilmiştir. Ana eyvanın kemer içerisinde yer alan altıgenin ortasındaki kitabede usta ismi olarak ise “Tuslu Mehmet Usta’nın yaptığı yazılıdır.
Sırçalı medrese Osmanlı döneminde de faal olarak kullanılmıştıtır. Ancak, XVII. yüzyılda terk edilmiş olan medresenin talebe odaları yıkılmıştır. XIX. yüzyılda ise kerpiçle yapılan bu odalarda eğitime devam edilmiştir. Medrese 1954 yılında yeniden onarıma ve korumaya alınarak 1960 yılında Konya Müzesi’ne bağlı “Mezar Anıtları” seksiyonu olarak ziyarete açılmıştır. 1969 yılında Kültür Bakanlığı aslına uygun olarak Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiş, 1988-1990 yılları arasında yeniden restorasyona alınan ve teşhir tanzimi yapılarak yenilenen müzenin bahçesinde toprak altında olan Bizans Devrine ait katakomp da onarılarak ziyarete açılmıştır.
Plan Mimari:
Medrese kesme taştan iki katlı açık avlulu, eyvanlı, simetrik ve dengeli planı ile Selçuklu medreselerinin ilk örnekleri arasındadır. İsmini çini süslemelerinden almıştır. Günümüze cümle kapısı ve arkasındaki kalıntıları iyi bir durumda gelebilmiştir.
Medresenin doğu cephesindeki kesme taştan giriş taç kapısı dışa taşkın geometrik bordürler, kitabeler ve mukarnaslarla bezenmiştir. Kapının iki yanındaki iki küçük pencere ile değişik bir görünüm ortaya koymaktadır.
Giriş kapısının sağında iki basamakla çıkılan türbesinde Bedreddin Müslih (ö.1258) gömülüdür
Türbe zikzak biçimli tuğla örgülü olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Türbenin altında kripteks bölümüyer alır. Türbedeki sandukaların çini süslemeli olduğu belirtilmektedir
Taç kapıdan medrese avlusuna girildiğinde üst katlara çıkan merdivenlerin bulunduğu bölmeler görülmektedir.
Medresenin planı doğu-batı doğrultusunda, yaklaĢık 25×30 m. Ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Açık avlulu 2 katlı ve revaklı bir medresedir. Avlunun üç tarafında iki katın yüksekliğine ulaşan sivri kemerli revaklar sıralanmıştır.
GiriĢin karĢısında, avlunun revaksız kenarında kare planlı ana eyvan bulunmaktadır. Bu bölüm açık dershane ve namaz kılmak için de kullanıldığından içerisine çini mihrap yerleştirilmiştir.
Eyvanı kaplayan dört renkli zengin çini süslemeleri ve mihrap çinilerinin çoğu dökülmüştür. Eyvan kemerinin içerisinde solda Ameli Muhammed bin Muhammed bin Osman el Benna el Tusi olarak medresenin mimarının ismi yazılıdır. Bunun karşısındaki Farsça kitabede; “Yaptığım eserin dünyada eşi yoktur, ben baki değilim, bu eser hatıra olarak bakidir” yazılıdır. Ana eyvanın sağ ve solunda iki büyük kubbeli dershane bulunmaktadır.
Avlunun sağve solundaki revakların arkasında sekizer hücre bulunmaktadır. Bunlar 8–9 m² yüzölçümünde kareye yakın mekânlardır. Revak ayakları ile hücre duvarlarının arası oldukça dar tutulmuştur. Sırçalı Medrese iki katlı olarak yapılmış ancak, üst katların tam bir planı çıkarılamamıĢtır. Bununla beraber bu katlarda geçit ve sofaların olduğu sanılmaktadır.
Selçuklu döneminde Konya’da yapılan diğer yapılarda olduğu gibi burada da çeĢitli malzemenin bir arada kullanıldığı görülmektedir. Duvarların çoğu moloz taĢtandır. Aralarına yer yer ahşap kuşak ve hatıllar yerleştirilmiştir. Medresenin dikkati çeken yüzlerine kesme taş kaplanmıştır. İç kısımlardaki bazı duvarlarla kemerler, tonoz ve kubbeler tuğladan yapılmıştır.
Öne çıkıntı yapan taç kapı çeşitli geometrik ve rumi süslerle bezenmiştir. Tokat Gök Medreseyi anımsatır. Giriş kapısının üstüne rastlayan kısımda kitabe bulunmaktadır. Bunun iki yanında üstü mukarnaslı süs işçilikleri vardır. Ayrıca klasik Selçuklu taç kapılarında rastladığımız gibi kapının iki yanında iki niş bulunmaktadır.
GiriĢ kapısından sonra beşik tonozlu eyvan gelir. Bu bir bakıma ikinci eyvan durumundadır. İkinci katın oluşumundan dolayı Bursa kemeri Şeklinde sırlı tuğla ve çinilerle kaplı tonoz örtüsü biraz basıktır. Sağ tarafta türbe, solda ise medrese odası vardır. Türbe kubbemsi tonoz örtülü olup bir penceresi cepheye, diğeri avluya açılmaktadır. Duvarları ve örtüsü, sırlı tuğlalarla balık sırtı şeklinde örülmüştür. Soldaki medrese odası beşik tonozla örtülü olup bir pencere cepheye açılmaktadır. Günümüze kalan sağlam medrese odası bu odadır.
Medresenin dikdörtgen bir avlusu ve avlunun ortasında bir havuzu vardır. Avlu üç yönden revaklarla çevrilidir. Revakların kalan kısımlarından ayakların duvar yüzeylerinin çeşitli Ģekillerde sırlı tuğla ve çinilerle kaplı olduğu anlaşılmaktadır.
Avlunun sağında ve solunda dörder öğrenci hücresi bulunmaktadır. Üst kattaki odalarla birlikte toplam oda sayısı 16’dır.Odaların kapı ve pencereleri avluya açılmaktadır. Yapının en süslü ve gösterişli yeri olan ana eyvan bugün oldukça sağlam durumdadır.Yalnız eyvan kemerinin yeri kadar olan altıgen çiniler ve eyvanın üst kısmındaki çiniler dökülmüş ve bozulmuştur.
Eyvan bir basamakla avludan ayrılmaktadır. Cephesi çeşitli şekillerde ve görünüĢlerde çinilerle ve yazılarla bezelidir. Bu yazılar Kuran’dan alınmıĢ surelerdir. Yazı bordürleri eyvanın cephesini çepeçevre dolaşmaktadır. Eyvanın güney duvarında çinileri dökülmüĢ mihrap bulunmaktadır. Sırçalı Medrese çinileri çini sanatı yönünden önemli bir yer tutmaktadır. Form itibaryle revak düzeni kalın ayaklar sivri kemer uygulamaları ile İran medreseleriylede benzeşmektedir.