Fransa‟da ortaya çıkan Neo Klasik üslup, Ampir olarak adlandırılır. İtalya‟nın Mısırı fethinden sonra Napolyon‟un bir İmparatorluk üslubu istemesi üzerine geliştirilmiştir. Ampir üslup Fransa‟da 1800-1830‟da etkili olmuştur. Fransa dışındaki ülkeleri de etkisi altına aldıktan sonra daha uzun bir süre varlığı konuşulmuştur. Özellikle Osmanlı Devleti‟nde XX. yy’ın başlarına kadar izleri görülmektedir. Genel bir dönem üslubu olarak yaşamasa bile yüzyılın sonlarında beliren eklektik üslup içinde Ampir üslup bezeme öğeleri kullanımı devam etmiştir.
Antik üslubunda Antik yunan ve Roma biçimleri yalınlaştırılmıştır. Bezeme de kendinden önceki Barok ve Rokoko ‟ya göre daha sınırlı kullanılmıştır. Öğeler birbirinden ayrı tek tek işlenmiş ve simgesel öğeler seçilmiştir. Doğadan hafiflikten uzaklaşma ve klasizme dönüş bu dönemde başlar. Sanat yine bir araçtır. İstenilen imparatorluğu ve imparatoru yüceltmektir. Bunun sonucunda yüce sonsuzluk ölümsüzlük gibi kavramları vurgulayan bir simgesellik söz konusudur. Yatayda ve dikey arasındaki denge taşıyan ve taşınan arasındaki strüktürel denge boşluklarının doldurulması Ampir üslubun belirleyici öğleleridir. Tüm bu nitelikler Barok‟a karşıt bir üslubun araçlarıdır. Yuvarlak kemer, madalyon çevresindeki ışınsal çizgiler, üçgen alınlık, simetri, yüzey tasarımı kanatlı zafer alegorileri, cephe anlayışını biçimlendiren öğelerdir. Ampir, mermer yerine taş kullanımıyla malzeme anlayışı ile antikiteden ayrılır.
Antik roma ve Yunan süstün başlıkları, yuvarlak kemer üçgen alınlık ve yalın silmeler dışında mimarilerde de görülür. Bu uygulamaların bezeme ögeleri bir arada kullanılmıştır. Askerlik gibi biçimler, Askerlerin yakalarına taktığı meşale, top gibi unsurlar gibi öğeler Ampir üslup öğeleridir. Gülbezek, defne dalı, baklava gibi biçimlerde bezemelerde yer alır. Osmanlı mimarilerinde kılıç bayrak demetleri gibi, müzik aletleri, vazo içindeki çiçek, uçları sivriltilmiş akant yaprakları, tüy, perde gibi ögeler alegorik öğeleri oluşturur. Akant yaprakları yaprak ve tüy arası bir görünümdedir. Kimi zaman tepeliklerde yelpaze gibi açılırlar ve ortada üçgen alınlık biçimi alırlar. Bezeme figür yerine bitkisel kökenlidir. “S” ve “C” kıvrımları yaprak biçiminde şekillenir. Bezeme öğesi olarak kullanılan yapısal ögeler, yivli ve düz gömülü sütunlar, köşe sütunları, yuvarlak ve düz kemerlidir. Kemerlerde kilit taşı vurguludur. Silmeler ise yalın ve az derindir.
Osmanlı’da ampir sanat akımı özellikle II. Mahmut dönemi ile başlayıp cami, türbe, çeşme, sebil ve mezar taşlarında kendini hissettirmiştir. Daha sonra eklektik üslup içerisinde belirleyici unsurlarıyla ön plana çıkmıştır.