Yüksek Lisans Arkeoloji öğrencisi Anıl Özdemir Sanatın Yolculuğu için ”Bilişsel Arkeoloji” yazısını yazdı.Teşekkür ederiz.Okumanızı tavsiye ederiz.
1.GİRİŞ
Batı yarım kürede yaşanan erken sermaye birikimi, Rönesans ile birleşince oluşan entelektüel birikim, kültür – sanat ve tarih alanında oluşan sorulara cevap arayışına girişti. Kuşkusuz soruların cevapları Yunan ve Mezopotamya topraklarındaydı. Bulunan cevaplar arkeoloji biliminin doğmasını sağladı.
1798 yıllında başlayan arkeolojik faaliyetler, 1820’de Mısır Hiyerogliflerinin, 1857 yılında ise Babil ve Assur tablet şifrelerinin çözülmesi ile gelişerek devam etti. Arkeolojide teorik çalışmalar ise C.J. Thomsen’in Kopenhag’da bulunan Ulusal Eserler Müzesi’nde bulunan eserleri kronolojik bir sıra doğrultusunda sınıflandırması ile oluştu. Sınıflandırma materyallerin sırası ile taş, tunç ve demir olmak üzere devirlere ayrılması ile oluşmuştu. Bu teknolojik bir dizilimdi. Bu metot ile birlikte bilim arkeoloji içinde kendine bir yer buldu.
Arkeoloji 1960’lı yıllara kadar kazı bilimini geliştirerek devingen bir şekilde kendi gelişimini takip etti. 1960’lı yıllar Kültürel Tarih Görüşü yaklaşımının yeni yetişen arkeologların kuramsal çalışmaları ile birlikte popülerliğini yitirdiği ve toplum, bilim, teori, politika, etnik, anlam vb. gibi soruların etkisi ile birlikte arkeolojiye yön verecek olan Antropolijik Arkeoloji’
Arkeoloji son 50 yıldır inanılmaz bir gelişim ve dönüşüm yaşamakta ve bu dönüşüme Batı arkeolojisi ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye arkeolojisi bu dönemde kendi iç gündemi ile ilgilenmiş ve Batı’da yaşanan büyük değişime gözlerini kapatmıştır. Arkeoloji biliminde yeni soruların ve akımların oluşmasında en önemli itici güç kuşkusuz prehistorik arkeolojidir. Prehistorik arkeolojinin ivme kazandırdığı kuramsal yaklaşım sonucunda yaşanan büyük kırılmalar, yeni yöntemler, yeni sorular, arkeometri ve yeni akımların oluşmasını sağladı. Bağlamsal, Marksist, Cinsiyet, Olgusal, Çevresel, Deneysel vb. akımlar arkeolojideki kırılmanın bir hediyesi olarak düşünülebilir.
Bilişsel Arkeolojide diğer akımlar gibi son 30 yıl içinde gelişmiş ve nesnel buluntudan öte,gerisindeki anlam sorusuna odaklanmıştır.Bilişsel arkeoloji sormuş olduğu anlam sorusu ile birlikte insanın zihinsel gelişiminde yaşanan değişimide
2.1 BİLİŞSEL ARKEOLOJİ NEDİR
Colin Renfrew’in kurucuları arasında yer aldığı Bilişsel arkeoloji maddi kalıntılardan yola çıkarak eski düşünce biçimlerinin incelenmesidir. Bulunan eski nesne ve sembollerinin yaratıcılarına ve kullanıcılarına dair bir anlam çıkarma arayışıdır. Arkeolojide önemli bir yer tutan Süreçsel arkeoloji çevresinden gelen arkeologlar Bilişsel arkeolojiye, eski toplumlarda insan zihninin nasıl çalıştığını ve bu zihinsel halin o insanların eylemlerini nasıl biçimlendirdiğini öğrenmemizi sağlayacak sınanmış yöntemler geliştirmesi gerektiğini ileri sürmekte ve bu pozitif eleştiri Bilişsel arkeoloji ve anlam sorusu arasında daha fazla bağ kurulmasını sağlamaktadır. Simgelerin, tasvirlerin ve nesnelerin yapanlar ve kullananlar açısından ne “anlam”a geldiği Bilişsel arkeolojide temel sorudur.
Son 20 yıl içerisinde gelişme gösteren Yorumlayıcı arkeoloji “anlam” sorusuna cevap aramakta ve temel amacı olarak adlandırmaktadır. Yorumlayıcı arkeologlar Bilişsel arkeologlardan farklı olarak “anlam” sorusuna cevap ararken, ilk insanların zihinine girmek olarak adlandırabileceğimiz bir yönteme başvurmaktadırlar. Bu yöntem sonucunda yorumlayıcı arkeologlar kendilerini geçmişte ölmüş bir kişinin yerine koymakta ve yaşadıkları deneyim sonucunda sorularına cevap bulmaktadırlar. Bilişsel arkeolojiye göre bu nesnel ve yanıltıcıdır, bilimsel bir sav ileri sürebilmek için test etmek ve sınamak gerekmektedir
Bilişsel arkeoloji iki kola ayrılmaktadır. Bunlardan ilki, Homo sapiens’e kadar olan atalarımızın zihinsel evrimini ve becerilerinin gelişimini irdeler. İkinci kol ise atamız olan Homo Sapiens’in ortaya çıkışı ile birlikte gelişen süreci ele alır. Farklı insan türlerinin ortaya çıkması, farklı kültürler, farklı bilişsel gelişimler ve araçsal doğuşları ele alır.
Bilişsel arkeolojideki temel sorulardan biri dil üzerinedir, dilin sapiens ile birlikte doğup geliştiği ve kültüründe devamında oluştuğu düşünülür. Bilişsel arkeoloji toplumsal örgütlenmenin neden geciktiği, dil faktörü ile birlikte son 40.000 yıl içinde yaşadıklarımız vb. gibi sorular ile yeni yeni yüzleşmektedir. Yukarıdaki maddeler yeni toplumsal ilişkilerin oluşumuna, ilişkili olarakta kişiler arası davranışları kuran ve düzenleyen simgelerin kullanımına bağladır.
Homo Sapiens’in Bilişsel arkeoloji açısından çarpıcı ve erken bir özelliği de resim ve heykel gibi gerçeği tasvir eden ve görsel olarak cisimleştiren nesnelerin üretimi ve kullanımıyla ilgili temsiliyetin
Sonuç olarak Bilişsel arkeoloji düzenli bir gelişim halinde olup “anlam” sorusuna ve zihnin gelişimine dair sorular sormakta ve sorular Sapiens ile birlikte daha farklı nitelikler kazanmaktadı
2.2 Nasıl Doğmuştur?
1960’lı yılların başında yeni arkeologlar ile birlikte ortaya çıkan yeni sorular batı arkeolojisinde yeni dönemin başlangıcını oluşturmuş ve arkeoloji yeni yöntemler, akımlar, yaklaşımlar ve teknikler ile tanışmıştır. Bu değişimin tetikleyicisi olan prehistorik arkeologlar arkeoloji ve farklı bilim dalları arasındaki ortaklaşmayı arttırmışlar ve yaşanılan ortaklaşma sürecinde akımlar oluşmuştur.
Bilişsel arkeoloji bu kırılma süreci içerisinde süreçsel
2.3 Yöntemler
Bilişsel arkeoloji tasarı, şekillendirme, ölçme, simgeler ve tasarım olmak üzere 6 yöntem kullanır.
Tasarı : Bu yöntem bir işi yapmaya karar vermeden ibarettir.
Şekillendirme: Yapılmasına karar verilen işin planlanması ve iş bölümünün yapılmasıdır.
Ölçme: Sayısal verilerden faydalanır.
Simgeler: Ruhani hayatı anlamaya çalışır.
Tasarım: İnsanın zihnini kullanarak oluşturduğu nesnelerdir.
KAYNAKÇA:
Gamble, C., “Arkeolojinin Temelleri” Aktüel Arkeoloji Yayınları,
İstanbul 2014
Renfrew, C., “Arkeoloji Anahtar Kavramlar” İletişim Yayınları,
İstanbul 2014
Renfrew, C., “Towards and Archaeology
Cambridge 1982
Yüksek Lisans Arkeoloji Öğrencisi
Anıl Özdemir