Yuvarlak bir ana mekan oluşturacak biçimde inşa edilen bu binalarda mekanın üstü, yapının bütününü kaplayan bir kubbe ile örtülmüştür.
Bu tipin en yalın örneğinde kubbe, sekiz köşeli bir plana göre inşa edilen dış duvarlara oturur. Buna karışn, aynı tipin dahagelişmiş biçiminde kubbe dış duvarlara değil, yapının içinde yer alan ve ortada bir çember halinde sıralanan sütun ile payelere biner.
Kaynağını ilkçağ sanatının türbe ve hamamlarından alan ve Hıristiyan mimarisi tarafından özellikle anı yapılarında kullanılmak üzere benimsenen bu tipin güzel bir örneği, İstanbul’da bugün Küçük Ayasofya Camii adını taşıyan eski Sergios ve Bakkhos Kilisesi’dir. İmparator I. Justinianos tarafından 526-530 yıllarındayaptırılan bu yapının dış duvarları, pek düzgün olmayan bir kare oluştururlar. Batıya bakan cephe önündeki sütunlu son cemaat yeri, bir Türk dönemi eklentisidir. ıçerde sekiz güçlü paye ile oluşturulan sekizgen bölümü basık, dilimli bir kubbe örtmektedir. Bu orta mekan doğu yönünde ileri doğru uzanan ve dışarı taşan bir apsise sahiptir. Payeler ve bunların arasındaki sütunlar ile dış duvarlar arasında kalan dehliz, orta kısmı bir atnalı gibi sarmakta, üst kısımda ise bir galeri bulunmaktadır.