Geçmişi çok eskilere dayanan bakırcılık sanatının tarihi, Anadolu’da MÖ 7.000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Çayönü ve Çatalhöyük’te dövme tekniği ile yapılan iğne, biz, kanca gibi aletler ve süs eşyaları bulunmuştur. Bakırcılık sanatını en kısa tanımı”’Bakırdan çeşitli alet, avadanlık, silah ve sanat ürünleri yapılması‘ olarak yazılabilir.
Türkler Anadolu’ya geldikten sonra bakırcılık sanatını sürdürmüşler ve Kahramanmaraş’ta bakırcılık sanatının tarihi Anadolu Selçuklu dönemine kadar uzanmaktadır. Osmanlı Devleti’nin kurulmasından sonra Anadolu ve Balkanlarda bakır madeni yoğun olarak işlenip kullanıldı. Bu dönemde sayıları oldukça fazla olan bakır madeninin işlendiği atölyelerin en meşhur şehirlerinden birisi de Maraş olmuştur. Maraş Şer’iye Sicili’nde Bakırcılar Çarşısı, “Kazgancı Çarşısı”ismiyle geçmektedir.
İstanbul Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan 1784 tarihli belgede, Maraş’ta 4 adet “kalhâne”nin (bakır madeninin eritilerek levha haline getirildiği yer) kurulması istenilmektedir.
Ayrıca H. 1293/ M. 1876 tarihli Halep Vilâyeti Salnâmesi’nde, şehirde 4 adet kalhânenin olduğu kayıtlıdır. Bakırcılık, bulunduğu şehrin olduğu kadar, ülke ekonomisini de yakından ilgilendiren bir iş ve sanat koluydu. Osmanlılar döneminde birçok Anadolu şehrinde bakırcı esnafının mesleğini icra ettiği ve aynı zamanda yaptığı ürünleri halka pazarladığı “Bakırcılar Çarşısı” mevcuttu. Aynı şekilde Kahramanmaraş Bakırcılar Çarşısı da ülkemizin en büyük çarşılarından birisidir.
Bakırdan üretilmiş mamuller kalaylanarak kullanılabildiğinden genellikle bakırcıların hemen yakınında kalaycılar bulunurdu. Kalaycılık bir sanat ve ticaret kolu olarak kurulmuştur
Kahramanmaraş’ta bakırcılık sanatında; Dövme Tekniği, Sıvama (Tornada Çekme) Tekniği ve Presleme Tekniği kullanılmaktadır.
Maraş’ta büyük çoğunlukla hâlâ en eski kap yapma tekniği olan “Dövme Tekniği” tercih edilmektedir. Basit el araçları yardımıyla dövülerek yapılan şekillendirme, diğer yöntemlere göre fazla zaman, emek ve güç istemektedir. Dövme tekniğinde genellikle levha bakıra örs üzerinde çekiçle biçim verilerek tek parçadan kap yapmak daha çok tercih edilmiştir. Dövme tekniği ile yekpare elde edilecek ürünler “Çukurlama (Çökertme)” ve “Toplama” usulü ile yapılmaktadır.
Bir kabın yapımında bakır levhayı tokmak ve çekiçle dövmek suretiyle kenardan başlayarak kademe-kademe çukurlayıp dibe kadar inme “çukurlama usulü” dür. Çukurlamada kap ne kadar uzun süre çekiçlenirse o kadar derin ve ince olmaktadır. Dövülerek sertleşen bakır dağılmaması ve çatlamaması için arada bir tavlanmaktadır. Sığ ve ağzı geniş olan tabak, sini, sahan, tas gibi kaplar genellikle içten çekiçlenerek, çukurlama usulü ile yapılmaktadır. Yekpare bakır kap yapımında çukurlama usulünün tersine dipten başlayarak ağza doğru çıkma ise “toplama usulü” dür. Top-lama yönteminde, kabın önce kaidesi belirlenir ve kaideden başlayarak üst kenara doğru şekillendirme yapılır. Toplama denilen yöntem diğerine nazaran daha zor ve meşakkatlidir. “Oluklama” tabir edilen bir işleme başlar, çekiçle dövülerek oluklar “toplanır”, bir yukarıdan tekrar oluklanır tekrar toplanır.
Bu işlem sırasında çekiçlenmekten sertleşen bakır sık sık ateşte tavlanır. Dövme yöntemiyle elde edilen ürünler tek parçadan oluştukları gibi, özellikle çok büyük ürünler, birkaç parçadan da oluşabilmektedir. Parçalı olanlarda, her parça ayrı olarak dövülerek elde edildikten sonra, (perçin-leme, lehimleme, kaynak) yapılarak birleştirilmektedir.
Kahramanmaraş’ta bakır eşya üretiminde ”Sıvama Tekniği” seri üretimde kullanılmak-tadır. Bakır eşyayı şekillendirme işleminde, sıvama tezgâhı adı verilen el ve çoğunlukla da elektrikle çalıştırılan torna tezgâhlarından yararlanılmakta-dır. Şekillendirme işleminde, yuvarlak şekilde hazırlanmış bakır levha, sıvama tezgâhındaki yerine yerleştirildikten sonra, aletin çalıştırılmasıyla dön-dürülmekte ve döndürülen levhayı şekillendirmeyi yani sıvamayı yapan usta tarafından mazgal adı verilen bir demir el aracı yardımıyla, tekniğine uygun şekilde kalıba sıvanmakta-dır. Torna tezgâhında yapılan sıvama tekniği, 1950’li yıllardan sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Kahramanmaraş’ta bakır eşya üretiminde “Presleme Tekniği” daha çok turistik eşyalar, paşa tabağı, cezve ve bazı mut-fak eşyası üretiminde uygulanmaktadır. Bakırcı ustaları fabrikalardan yarı mamul halde presli olarak aldıkları levhaları istenen bakır eşya şekline dönüştürmektedirler. İnsan gücü katkısı az olan bu yöntemde, bakır levha önceden hazırlanmış bakır eşyalara ait kalıplarla preslenerek şekillendirilmektedir. Presleme yöntemi daha çok dairesel şekilli olmayan sığ eşya yapımında uygulanmaktadır. Kahramanmaraş bakırcılık sanatında presleme tekniği son yıllarda yaygın olarak uygulanmaya başlamıştır. Çünkü bu teknik işçilik maliyetini düşürmektedir
Bakır kap üzerine süsleme yapımına “Nakış İşleme” denilmektedir. Nakış işleme “Kabartma” ve “Zımba Nakış”tekniklerinde yapılmaktadır. İstenilen motifin dışında kalan kısımlarının çökertmesiyle yapılan süslemeye “Kabartama”adı verilmektedir. Bunun için “keski kalemi” ve “darbe kalemi” diye iki ayrı çelik zımba kullanılır. Keski kalemiyle, çizilen motifin ilk izleri belirlenir. Değişik boyları olan darbe kaleminin ağzı pürüzlüdür. Motifin dışında kalan kısımla-rına vurularak hafif çökertilmiş pürüzlü bir yüzey oluşturulur. İstenen motif de böylece kabartma olarak meydana çıkar. Bu yöntemle genellikle stilize edilmiş bitki ve hayvan motifle-ri veya geometrik motifler kullanılmaktadır. “Zımba Nakış”ise, ağızlarına çeşitli motifler işlenmiş zımbaların vurulması suretiyle istenen nakışın ortaya çıkartılmasıyla yapılan süsleme tarzıdır. Bu süsleme tekniği daha çok sinilerde uygulanmıştır.
Ayrıca turistik amaçla hazırlanan bakır kaplarda, “boyama, kazıma, ajur” gibi süsleme tekniklerine de yer verilmiştir. Kahramanmaraş’ın geleneksel bakırcılık sanatında alet olarak; “ayak miyenesi, düz miyene, yuvarlak miyene, nari, tel çekici, tabla çekiçi, çirtik örsü, tas topağı, tas örsü, sahan örsü, mısıldan, kazan nayı, yastıye mıhı ve kalıp” isimlerinde muhtelif özelliklere sahip birbirinden farklı çekiç ve örsler kullanılmıştır. Bunların dışın-da farklı boyut ve özelliklerde “tokmak, makas, demir pergel, çizek, kıskaç, kordon makinası” gibi aletler de bakırcı avadanlığı arasındadır.Bakırcılık sanatı, diğer el sanatlarımızda olduğu gibi varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Mutfak eşyalarında alüminyum ve çelik gibi yeni madenlerin üretimi, zamanla bakırcılık sanatını olumsuz yönde etkilemiştir. Bununla beraber günümüzde de Kahramanmaraş, bakırcılık sanatı açısından ülkemizin ilk sıralarında yer almakta ve bakır kap üretiminin en önemli kısmını gerçekleştirmektedir. Şehirde bakırcılık sanatıyla uğraşan yüzlerce esnaf bulunmakta ve üretilen bakır eşyaların önemli bir kısmı yurtiçi ve yurtdışına ihraç edilmektedir. Kahramanmaraş’ta bakırcılık sanatı önemli bir sektör olarak yerini korumaktadır.Kahramanmaraş’ta bakırcılık sanatı, bu bölgenin tarihi, kültürel, sosyal ve sanatsal karakterlerini yansıtmaktadır. Bu nedenle hem ekonomik hem de turizm açısından yararlanılan bu sanatın geliştirilmesi ve tanıtılması, bu işle uğraşan ve ilgilenen kişilere kaynak oluşturması açısından önem taşımaktadır. Diğer el sanatlarında olduğu gibi bakırcılık sanatında da çok zengin bir ürün çeşidinin farklı tasarımlarıyla karşılaşırız
KAYNAK: KAHRAMANMARAŞ ANSİKLOPEDİSİ
Ceren Sevengül
Aralık 30, 2018 at 1:31amabi bu site bir harika aradığımı buluyorum
Özellikle başlıklar çok çekici resmen okumak için çekiyor
BAŞARILAR…