Harika Gökçe Birgin Sanatın Yolculuğu için ”Giotto ve On Dördüncü Yüzyıl” yazısını yazdı.Kendisine teşekkür eder,yazısını okumanızı tavsiye ederiz.
Giotto ve On Dördüncü Yüzyıl
Eserlerinin altına ismini yazarak imzasını atan ressam…
,Bugünden bakınca öncü bir rönesans başlattığı görülüyor.
Sosyolojik olarak dağınık, mezhep çatışmaları olan ve sınıfları olan bir toplumda ve İtalya’da ‘yeni resim’ denebilecek bir yaklaşımla – o gün için- sosyolojik bir toparlanma başlatabilmiş midir?
Olabilir…En azından sanata yaklaşımı bu konuda yetkin olabileceğini gösteriyor.
Giotto ‘nun resimlerinde resmin;tek başına bakınca yalnız olduğu,o resme bakan biri ile tamamlandığı algısının önemli bir özellik olduğu söylenir. Resimlerinde bir derinlik/üçüncü boyut olması yenilik olmuştur.Temaları dinamik bir görselliğe ulaştırmıştır.
Öyle ki tema ve tablolarına bakanlar yaşanılanı ya da kitaplarda yazanı,kendi inançları yönünden seyrederek temaşa edebilirler.
Kıta Avrupa’sı için toplumsal toparlanma,duygu ve hedef birliğine ulaşmanın başlangıcı gibidir bu durum.Sanatın sosyolojiye etkisidir.
Bu yüzyılda Kıta Avrupa’sında derebeylikler, Asya’ ya doğru Bizans, Anadolu topraklarında Osmanlı Beyliği ve diğer beylikler vardır.Geçen yüzyıl Selçuklular İlhanlilara yenilmiş, Anadolu’da Moğol istilası uzun yıllar sürmüş, bu topraklarda sanat, medreseler camiler hanlar şeklinde mimari olarak öne çıkmıştır.Selçuklu mimarisi etkin,çini işlevseldir.Giotto teolojik akideye göre konuları resmedip bir duygu ve bilgi aktarırken,bu topraklardaki gelişim farklılık taşımaktadır.Sanata bakan için,sonraki yüzyıllarda olgunluğa erişecek Osmanlı mimarisi ile birlikte,bu mimarideki içeriği anlamak oldukça donanımlı olmayı gerektirmektedir.Bu topraklarda sanat aynı yüzyılda sanatı resmetmekten uzaktır…
Harika Birgin