Geleneksel Türk El Sanatları bölümü mezunu Şirvan Yücel Sanatın Yolculuğu için ”Sanatın Aşk ile Bütünlüğü” yazısını yazdı.Kendisine teşekkür eder,yazısını okumanızı tavsiye ederiz.İyi okumalar…
İnsanın olduğu her yerde sanat da vardır. Geçmiş dönemler incelendiğinde insanoğlunun ortaya çıkışı ile birlikte sanat eserleri de varlığını göstermeye başlamıştır. Çünkü canlı varlığın içindeki üretme hissi devreye girmiştir ilk çağlardan günümüze kadar devam eden sürekli yaratma,güzeli gösterme,üretme ürettiğine şekil, biçim ,renk,doku verme her zaman insan için vazgeçilmez olmuştur,sanat,içsel yoculugun bilinmeyenin dili olmuştur bana göre;bilinmeyeni en iyi ifade etme biçimini sanat ortaya koyuyor ,çıkan eserler sanaçının iç dünyası yoğrularak dışa yansıyor bu durum bize sanatçı ve eseri hakkında bilgi veriyor.
Örnegin; siyahın veya koyu tonların ağırlıklı oldu bir tablo çalışan bir ressamın depresif ,karamsar ve melenkolik ruh durumunda o eseri çıkardığını anlayabiliriz bunu tam terside olabilir canlı renkler,canlı temalar da ise sanatçının iç dünyasının ne kadar eğlenceli olduğunu görebiliyoruz. Renklerin insan hayatında önemli bir etkisi var canlı renkler kişilere pozitif enerji verirken koyu renkler insanlara negatif enerji titreşimi verebiliyor. Örneğin; gündelik durumlardan örnek verecek olursak hastanelerin hepsi açık mavi yada açık yeşil ,doktor önlükleri beyaz bu renkler kişileri rahatlatıyor. Doktor önlüklerinin beyaz olması hastaya rahatlık veriyor. Beyaz rengin enerjisi diğer renklere göre çok daha güçlüdür olumsuz enerjiyi etkisiz hale getiriyor,aslında her rengin bir dili var yeter ki o rengin dilini bilmek isteyelim. Sanatın en önemli durumu ise bize bakmak ile görmek arasındaki farkı göstermesidir. Bize her sanat eseri bir şeyler söylüyor aslında günlük hayatımızda yürüdüğümüz yollar,geçtiğimiz köprüler,kullandığımız gündelik eşyalar,bulunduğunuz mekan o mekanın dizaynı ,rengi,giydiğimiz kıyafetlerin ve onların renk uyumları,kullandığımız aksesuarlar vb. aslında şöyle bir baktığımızda sanatın her yerde olduğunu herşeyin bir sanat eseri olduğunu görebiliriz…
Sanat sessizlikten beslenir çünkü; yaratıcılığı tetikleyen en önemli unsurdur. Sessizlik sanatçı eserini yalnızlıkta ilmek ilmek dokur ve sanatseverleriyle buluşturur. Sessizlik ve sezgi sanatın yıkılmaz köprüleridir.Büyük üstad Akif Manaf Hocamızın sözlerinde de yer verdiği gibi ”Sessizliğin sesinde yeni bir sayfa açılıyor ve yeni bir şey doğuyor .Sessizlik yenilenmenin işaretidir.;Sessizliğe dal o zaman sessizliğin sesini duymaya başlayacaksın. O sessizlik bir geçittir ;içgüdüden sezgiye doğru olan bir köprüdür ve tamda işte burada yaratıcılık ,sanat devreye girer.”
”SEZGİYE DAYANAN YARATICILIK HAYATI ANLAMLI KILAR , YARATMAK HAYATA ANLAMA KATMAK DEMEKTİR ” BÜYÜK ÜSTADIN SÖZLERİ KELİMENİN BİTTİĞİ YERDİR BENCE …
SANAT VE SEZGİ İLE KALIN…..
Şirvan Yücel