Türk Dili ve Edebiyatı mezunu Damla Ağüzüm Sanatın Yolculuğu için ”İroni ve Aşk Kokan Bir Kaçış: La Belle Helene” yazısını yazdı.Kendisine teşekkür eder,okumanızı tavsiye ederiz…
Alman asıllı Fransız sanatçı Offenbach’ın çalışması olan “La Belle Helene” bu sezon Süreyya Operası’nda adeta ironi ile aşkı bir arada gözler önüne serdi…
Offenbach’ın “La Belle Helene” operasını bilenler bilir. Truva savaşının çıkmasına neden olan Truva Kralı’nın oğlu Paris ile Isparta Kraliçesi ve Menelaos’un eşi Helen’in kaçış hikayesini konu edinmektedir. İlk kez 17 Aralık 1864’te Paris’teki Theatre des Varietes’de sahnelenen operanın Süreyya Operası’na geldiğini duyunca hem sevindim hem de derin bir merak içerisinde kaldım. Acaba böyle zor bir opera nasıl temsil edilecekti? 15 Nisan’daki prömiyere yetişemesem de 23 Mayıs’taki gösterime yer buldum ve gittim.
Öncelikle Süreyya Operası’nın o naif sütunları içerisinde bir hayal dünyasını solurken bu operayı izlemenin ne denli güzel olduğunu söylemeliyim. Işık Noyan’ın Türkçeleştirdiği oyunda; özellikle Melenas karakterinin durumuna hem güldüm, hem de yer yer üzüldüm. Helen’i canlandıran Soprano Hande Soner Ürben’e ise hem sesi hem de görüntüsü ile hayran kaldım.
Roma geleneklerini yansıtan dekoru ve oyuncuların renkli, asil ve bir o kadar ihtişamlı kostümleri ise temsilin aynı zamanda bir görsel şölene sahne olmasını sağlamıştır. Sezon sona erse de temsilin diğer sezonda da olmasını diler ve DOBG’yi bu güzel temsil için tebrik ederim.
Damla Ağüzüm
Türk Dili Edebiyatı Mezunu