Kaynaklardan anlaşıldıgına göre, antik çağlardan beri sürekli olarak yerleşim yeri olan Maraş’ın şehir merkezinin zamanla değiştiği anlaşılmaktadır. 14. yüzyılda kale çevresine taşınan şehirde bu dönemden sonra merkez değişmemiş, Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet döneminde şehir aynı merkez etrafında gelişmeye devam etmiştir. 1920’de Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanan olaylardan şehrin yarısı harap olmuş, evlerin üçte biri yanmış ve pek çok mimari ve kültürel eser maalesef yok olmuştur. Maraş’ta günümüze ulaşan ve şehrin geleneksel sivil mimarisini oluşturan karma (yarı kâgir yarı ahşap) sistem evlerin 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yapılmasına başlandığı anlaşılmaktadır. Bu dönemden önce şehirde, yapılışının kolay ve ucuz olması, zahire yapımına da olanak vermesi sebebiyle düz toprak damlı kerpiç evlerin inşa edildiği görülmektedir . Besim Atalay 14. yılların başında; “Maraş’ta çoğunlukla evler kerpiçtendir ve üzeri topraktır. Kiremit kullanılan yapıların çoğu hıristiyanlara mahsustur” diye belirtmektedir .
İklim açısında bakıldığında ise Maraş’ta evler kıştan çok yaz şartları düşünülerek yapılmıştır. Şehirde hakim rüzgar yönü kuzey ve batı yönleridir. Bu rüzgarların etkisiyle evlerin büyük bir çoğunluğu güneye ve batıya dönük yapılmıştır.
Evler genel olarak avluludur ve avlular tandır taşı adı verilen bir taş malzeme ile kaplanmıştır.Evlerin bahçelerinde ise taş malzeme ile yapılmış farklı geometrik biçimlerde küçük havuzlar görülmektedir. Maraş evlerinin dış cephelerinde süsleme elemanlarına pek rastlanmamakla birlikte dış cepheleri sıva-boya durumu açısından değerlendirildiğinde taş duvar olan kısımlara sıva-boya
yapılmadığı, ahşap kısımlara ise sıva üzerine genelde beyaz (kireç badana) ve sarı tonlarında boya uygulamalarına rastlanır.
Cephelerde görülen kat ve saçak çıkmalarını taşıyan ahşap payandaların, bazı evlerde içbükey profilli bir biçimde kapatıldığı görülmektedir. Cephelerde çıkmaların ve bazen tüm katın sac kaplandığı görülmektedir. Bu uygulama, yapının ahşap kısımlarını nemden ve soğuktan korumak için yapılmaktadır.
Bazı evlerin dış cephelerinde veya avlu dış duvarlarında; yuvarlak, dikdörtgen ya da kemerli biçimde sokak çeşmesi görülmektedir. Bazı evlerde ise çeşme, bahçe içinde evin veya avlunun iç duvarında bulunmaktadır Maraş evlerinin çoğunda avlu giriş kapıları iç içe iki kapıdan oluşur vaziyettedir. Büyük bir kanat içerisine açılan küçük bir kanata daha sahip olan bu kapılarda, küçük kapı insanlar için, büyük kapı ise hayvan ve yük girişi için tasarlanmıştır.
Kemerli ve düz atkılı şekilde olabilen kapılara büyüklü küçüklü iki kapıdan oluşmasından dolayı “enikli kapı”da denilmektedir. Bazı evlerde kapı üzerinde kitabe bulunmaktadır ve kitabeler avlu kapısı üzerinde ya da dış sofaya bakan iç kapı üzerinde oldugu görülür.
Maraş’ta bulunan geleneksel evler şehrin yakın çevresiden sağlanan taş, toprak ve ağaç malzeme ile inşa edilmiştir. Evlerin genelinde zemin katın kâgir(ahşap hatıl arası kaba yonu taş), üst katın ise ahşap karkas sistem olduğu gözlenmiştir. Üst katlar ahşap karkas arasına kerpiç dolgu tekniği veya ahşap karkas üzeri bağdadi çıta tekniği ile yapılmış ve üzerlerine sıva uygulanmıştır.
Evlerin döşemeleri genellikle yuvarlak ahşap kirişler üzerine tahta çakılarak yapılmış bunun dışında da zemin katları tonozlu evlerde bulunmaktadır. Evlerin çatıları ahşaptır ve üzeri çinko veyahut kiremit ile kaplanmıştır
KAYNAKLAR: Geleneksel Maraş Evleri (Aslıhan Ece Paköz )- KAHRAMANMARAŞ BELEDİYESİ ARŞİVİ- WOW TURKEY -..