Harika Gökçe Birgin Sanatın Yolculuğu için ”Mimari ve İnsan” yazısını yazdı.Kendisine teşekkür eder,yazısını okumanızı tavsiye ederiz.
Mimari ve insan
Klasik mimari tanımlamalar önemlidir. Bunlar günümüzde sıradan insanlara ne anlatmalı ve sunmalıdır?
Selçuklu döneminde küçük dinsel yapıtlar, büyük hanlar… Osmanlı’nın imparatorluk döneminde yükselişle birlikte büyüyen biçim olarak da yükselen yapıtlar…
Zaman zaman toplumdaki dinginliğin sanat ve mimariye de yansıması…
Günümüzde digital tasarım ve üretkenlikle insanın yaşamına konfor, güven ve sağlık sunan yapılaşma… Bütün bu üretkenlik içinde insanın ruhuna ve kültürümüz içinde aile kavramına yabancılaşma.
Yabancılaşma diyorum çünkü;sosyo ekonomik düzeyi yetersiz birçok birey için ezici bir tekno/konfor/mimari/ yeni ev tasarımları.
Yabancılaşma diyorum çünkü;evler çekirdek yapıdan başka bir aile katılımına açık olmayan standartta genel kitle için.
Kariyer,para, çalışma hayatı olsa da;irdelemeden düşünen herkesi;ortalama bir metrekareye,yerleştiren yapılar mevcut.
Mimari,en az bilim ve teknoloji kadar;toplumun sosyal dokusuyla paralel gelişmelidir.
Türkiye’nin şimdi çalışma hayatında olan ve halen emekliliği gelmemiş geçiş toplumunda,bireyler meslek sahibi, çoğu itibariyle üniversite mezunu.Bu geçiş nesli doğup büyüdüğü küçük yerlerde kalmadı; başka şehirlere gittiler.Evlenip çoluk çocuğa karıştılar.Ve aile bağları aynı vefa ile sürdü,sürmekte…Bukazanım;sosyoekonomik ve entelektüel olarak bu sınıf atlayış; bir ufuk vermeli idi bize.
Kültürel yansıma adına, entelektüel bir anlayış adına,mimariye sıkışmak değil de;mimarinin bize hizmet etmesi adına başka olmalıydı apartmanlar, yaşadığımız yerler.
Daireler çekirdek aileler için standardize edilmiş durumda.Şehirlerde mimari insanlari sıkıştırmaktadır.
-Bazı uluslararası standartlar vardır.Birlikte yaşayan insanların asgarî 10 metrekare alanı,bir yatağı,bir dolabı olmalıdır.Orta sınıftan üst sınıfa çıkan çıkmaya çalışan;çıkmaya aday olan aileler ise; standart çekirdek aile apartmanlarında anneanne, dede, teyze, hala bir şekilde mutlu ve tutumlu olmaya çalışmaktadır.
-Çevre ile ilgili mutluluk standartları elbette vardır:Mesela doğaya bakarsanız,aranızdaki her obje ile aranızda bir mesafe görürsünüz .
-Kalabalığı makul bir yerde iseniz, bir fiziki mesafe vardır karşınızdaki her şey ile aranızda.Bu psikolojik de bir sınırdır.İnsanın yaşarken obje ve sujelerle arasında hep bir fiziki mesafe vardır.
-Aileye doğru içiçe küçük dünyasında bu fiziki mesafe daha da önemli hale gelir.Çünkü bu fiziki mesafeler,fiziki ve psikolojik sağlık sınırlardır da.
-O yüzden mimarimiz geniş aile yapısından kopmayan, akraba ilişkilerini önemseyip sayan toplumumuza;bireyin özbakım ve psikolojik sınırlarını daima sağlayıcı, evrensel standarlarda alanları olan yapılar inşa etmelidir:Bu, bu toplum için en güzel bir hediyedir.Çünkü ebeveynlerden çocuklara,çocuklardan ebeveynlere hürmet bunu hak etmektedir.
-Ben merkezli yaşamın arttığı, nihayetinde her yaştan bireylerin kendi özel yaşam sınırının olmasını istediği bu zaman diliminde benim hayalim;cep daireleri de olan apartman yapılarının artmasıdır.
-İnsanların birbirlerine hayal ettikleri kadar yakın,makul bir fiziki mesafede özgür olabilmeleridir.Bu paranın insanı sıkıştırmasını değil,mimariyi kazancının emrine almasını sağlayacaktır.
-İnsanlar kazançlarının emrinde olmamalı;kazançlarını temel yaşam haklarının emrine sokabilmelidir.
-Geniş aile yapısı her bireyi ile ailenin her ferdini geliştirir; yaşamı kolaylaştırıcı etki yapar.
-Bunun için bahsi geçen temel özgürlük ve psikolojik sınır mesafelerine evlerde önem verilmelidir.
H.Gökçe BİRGİN