Osmanlı İmparatorluğu kuruluşundan yıkılışına kadar bir çok mimar yetiştirmiştir. Bunlar içerisinde Türk ve Yabancı kökenli mimarlarda bulunmaktadır. Şüphesizki Osmanlı Sanatına damgasına vuran mimar, Koca Sinan olmuştur. Ancak hem Sinan öncesinde hem de Sinan sonrasında pek çok mimar bulunmaktadır. Bu yazımızda Sinan’dan sonra gelen mimarlara değineceğiz. Bu mimarlar arasında Sinan geleneğini devam ettiren mimarlar olduğu gibi Batılılaşma Dönemine damgasını vuran Balyan ailesinden mimarlarda bulunmaktadır. Her ne kadar Balyanlar tartışma söz konusu olsa da burada isimleri ve mimari eserlere dokunuşlarına değineceğiz.
Mimar Sinan’dan sonra gelen önemli Türk mimarlar arasında;
Mimar Davud Ağa
Mimar Kasım Ağa
Mimar Mehmed Tahir Ağa
Dalgıç Ahmet Paşa
Giritli Ahmed Fuat Paşa
Seyyid Abdulhalim Efendi
önemli mimarlar arasında yer alırken, yabancı mimarlar arasında,
Krikor Balyan
Garaber Amira Balyan
Nigogos Balyan
Sarki Balyan
Hagop Balyan
Simon Balyan
Levon Bey Balyan
Raimond D’Aronco
Bedros Kalfa Azaryan
Hovsep Aznavuryan
önemli mimarlar arasında yer almaktadır. Bu mimarlardan sonra da I. Ulusal ve II. Ulusal dönemler başlamış olup bu döneme damga vuranlar arasında ise Mimar Kemalettin ve Mimar Vedat gibi bir çok isim kıymetli eserler inşa etmişlerdir.
Mimar Davud Ağa
Mimar Sinan’ın kalfarından olan Mimar Davud Ağa, Koca Sinan’dan sonra Osmanlı Devletinin baş mimarı olarak faaliyert göstermeye başlamıştır. Vermiş olduğu önemli eserler arasında
Cerrah Mehmet Paşa Camii
Sinan Paşa Külliyesi
Sepetçiler Kasrı
Yeni Camii ve Beyoğlu Ağa Camii bulunmaktadır.
Mimar Kasım Ağa
Koca Kasım Ağa, Osmanlı’nın mimarlarından biri olup 16-17 yüzyıllarda hizmet etmiş bir mimardır. Tıpkı Sinan gibi İstanbul’a devşirme olarak getirilen Kasım Ağa, Mimarlığı Davud Ağa’dan öğrenmiştir. Kasım Ağa’nın adı ilk olarak 1597 yılında Dikilitaş yakınındaki Valide Sultan Hamamı’nın onarımı sırasında duyulmuştur. 1622 yılında Mimarbaşı Hasan Ağa’nın ölümünden sonra baş mimarlığa getirilmiştir.
En önemli eserleri arasında Sepetçiler Kasrı (1643) bulunmaktadır.
Mimar Sedefkar Mehmet Ağa
Belki de isim olarak Sinan’dan sonra en çok bilinen mimarlar arasında gelen Sedefkar Mehmet Ağa, 1562 yılında Elbasan’dan İStanbul’a gelmiştir. Sultan Kanuni’nin türbesinde bir yıl bahçe bekçisi olarak göreve başlayan mimar, Acemi oğlanların musikisinden etkilenerek tezene çalmaya başlamıştır.
1570’den 89’a kadar Mimar Sinan’ın öğrencisi olan ve Koca Sinan’dan pek çok şey öğrenen mimar Muhzırbaşı olmuştur. Sinan’dan sonra da Davut Ağa ve Dalgıç Ahmed’ten ilim elde etmiştir. 1590’da Mısır’a giden Mimar bütün Arabistanı dolaşan mimar daha sonra İstanbul’a döndü.
Türk İslam Sanatına kazandırdığı en önemli eser ise 1609-1616 tarihleri arasında inşa etmiş olduğu Sultan Ahmed Külliyesidir.
Dalgıç Ahmed Paşa
Sinan ve Kasım Ağa gibi devşirilen Ahmed Paşa, Sedefkar Mehmet Ağa ile birlikte Saray sedefkarlarından Ahmed Usta’ya çıraklık yapmış ve bu dönemden sonra mimarlık ile meşgul olmaya başlamıştır. 1590 yılında Davud Ağa’nın yanında inşaat malzeme temini işleriyle uğraşmıştır. 1595 yılında ise Hassa Mimarı olarak Suyolu nazırı görevine getirilmiştir.
Baş Mimar Davud Ağa’nın ölümüne kadar çeşitli bakım, onarım ve restorasyon işleriyle uğraşan mimarın ortaya koyduğu en önemli eserler arasında bugün Ayasofya’nın bahçesinde bulunan III. Mehmet Türbesi gelmektedir.
Mimar Mehmed Tahir Ağa
18. yüzyılda Osmanlı’ya hizmet eden mimar, I. Mahmud döneminde 12 yaşındayken babasıyla birlikte Rusya ve Avusturya seferlerine katılmıştır. 1760 yılında Hacı Ahmet Ağa’nın vekili olarak mimarbaşılık görevine getirilmiştir.
Mimar Tahir Ağa’nın en önemli eserleri ise Barok Döneminde ortaya konulmuştur. Gerek cami cepheleri, gerek süslemeleri ile Osmanlı’nın Barok Dönemine damga vuran eserler ortaya koymuştur.
Bunların başında;
Ayazma Cami, 1760
Zeynep Sultan Camii, 1769
Beylerbeyi Camii, 1778
Giritli Ahmed Fuad Paşa
Giritli olan Ahmed Fuad Paşa, Osmanlı Devlet adamıdır. Osmanlı’da çeşitli resmi görevlerde bulunan Paşa, mimarlık yeteğinide konuşturararak görev yaptığı yerlerde eserler ortaya koymuştur.
Bunların başında Kütahya Hükümet Konağı ve Kütahya yeşil Camii gelmektedir.
Son dönem eserleri olan bu eserlerde eklektik bir üslubun varlığı karşımıza çıkmaktadır.
Seyyid Abdulhalim Efendi
Abdulhalim Efendi, 1798 yılında Hassa Mimarlar Ocağı’na girmiş olup 1824’te başmimar olmuştur.
I. Mahmud’un fermanıyla 1831’de Hassa Başmimarlığı ile şehreminliğinin birleştirilmesiyle Ebniye-i Hâssa Müdürlüğü’nün kurulması neticesinde Abdülhalim Efendi’nin başmimarlık görevi sona ermiştir. Ebniye-i Hâssa Müdürlüğü’nün başına mimar Kırımlı Mahmud Efendi getirilmiş, ancak bir süre sonra yerine Seyyid Abdülhalim Efendi getirilmiştir. Gelibolu’da idarecilik ve Su Nazırlığı yaptıktan sonra 1952 yılında emekli edildi. 1855 yılında Eyüp’te vefat etmiştir.
Krikor Balyan
Balyan ailesinden olan Krikor Balyan 1764-1831 yıllarında Osmanlı’ya hizmet etmiş ve bir çok eser ortaya koymuş mimarların başında gelmektedir.
Krikor Balyan, Osmanlı saray mimarlarından Kayseri kökenli Bali Kalfa’nın oğlu olup babasının adı ile bağlantılı olarak Baliyan veya Balyan olarak adlandırılmıştır. Balyan adınında buradan geldiği düşünülmektedir.
Batılılaşma Döneminde inşa etmiş olduğu eserlere dokunuşlarını gerçekleştiren Krikor’un önemli eserleri arasında;
- Sarayburnu’ndaki Saray
- Beşiktaş Sarayı
- Beylerbeyi Sarayı
- Valide Sultan Sarayı
- Defterdar Sarayı
- Aynalıkavak Kasrı
- Nusretiye Camii
- Selimiye Kışlasıve çevre yapıları
- Davutpaşa Kışlası
- Beyoğlu Kışlası
- Darphane-i Amire
- Valide Bendi
- Topuzlu Bendi
- Yangın Köşkü
verilen bu eserin genel olarak ampir üslubununun yanı sıra barok üslup özelliklerinide barındırdığını ifade edebiliriz.
Garabet Amire Balyan
1800-1866 yıllarında Osmanlı Sultanı I. Abdulmecid’e hizmet eden mimarlar arasında yer almaktadır. En önemli eser ise eklektik üslupta, Nigogos Balyan ile birlikte inşa etmiş oldukları Dolmabahçe Sarayı’dır.
Nigogos Balyan
1826-1858 yıllarında hizmet veren mimar, Garabet Amire Balyan’ın ilk erkek çocuğudur. En önemli eserleri Dolmabahçe Sarayı’dır.
1843’te kardeşi Sarkis ile birlikte mimarlık okumak için Collège Sainte-Barbe de Paris’e gitti. 1845’te hastalık yüzünde kardeşi ile beraber İstanbul’a geri döndü. Babası Garabet ile çalışırken tecrübe kazandı ve Sultan I. Abdülmecit’in sanat danışmanı oldu. Ayrıca batı mimarlığını öğretmek için açılan iç mimarlık okulunun kurucusudur.
Babası ile inşa etmiş oldukları Dolmabahçe Sarayından sonra
- Küçük Mecidiye Camii(1843)
- Ihlamur Kasrı (1849)
- Dolmabahçe Camii, diğer adıyla Bezm-i Alem Valide Sultan Camii (1852–1854)
- Adile Sultan Kasrı, Validebağ (1853)
- Ortaköy Camii, babası Garabet Amira Balyan ile birlikte(1854)
- Küçüksu Kasrı, diğer adıyla Göksu Kasrı (1857)
- Ermeni Hastanesi
diğer eserleri arasında yer almaktadır.
Sarkis Balyan
1835-1899 yılları arasında Osmanlı’ya hizmet etmiş olan mimar, Garabet’in oğludur. 1843 yılında ağabeyi Nigoğos Balyan’la birlikte Paris’e gitti. Collège Sainte-Barbe de Paris’i bitirdi. Ecole des Beaux Arts’dan mezun oldu. İstanbul’a döndükten sonra babası ve ağabeyiyle birlikte çalıştı. Babası ve ağabeyi öldükten sonra kardeşi Hagop Balyan’la çalışmaya devam etti. II. Abdulhamid Döneminde sürgüne gönderilen mimar, 15 yıl sonra tekrar dönmüştür.
Yaşadığı süreç içerisinde bir çok önemli esere imza atan mimarin en önemli eserleri arasında;
- Beylerbeyi Sarayı,
- Beşiktaş Makruhyan Ermeni Okulu(1866)
- Çırağan Sarayı(1863- 1871)
- Pertevniyal Valide Sultan Camii, (1871),
- ZeytinburnuBarut Fabrikası (1874),
- Akaretler Sıra Evleri138 daireli evler (1874)
- Harbiye Nezareti, bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Taşkışla binası
- Mekteb-i Tıbbiye, bugünkü Galatasaray Lisesi’nin binası
- Maçka Silahhanesi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Yabancı Diller Yüksekokulu
- Gümüşsuyu Kışlası
- Malta köşkü
- Hekimbaşı Av köşkü
- BaltalimanıYalısı
- Galatasaray Adası’ ndan eski köşk
- Adile Sultan Sarayı(Kandilli)
- Yıldız SarayıBüyük Mabeyin Binası
- Çadır Köşkü, Malta Köşkü
- Şale Kasrı(2. kısım)
- Çit Kasrı
- Çağlayan Kasrı (Kağıthane)
- AyazağaKöşkü (Maslak)
- Kalender Köşkü
- Zincirlikuyu Kasrı(ISOV Yapı Meslek Lisesi binası)
- Tokat Köşkü (Beykoz)
- Alemdağ Av Köşkü
- AbdülazizAv köşkleri (Validebağ ve Ayazağa)
- Sultan Çiftliği Köşkü (İzmit)
- KâğıthaneCamii
- Bahariye Nezareti
- MaçkaKarakolhanesi
- Hamidiye Saat Kulesi(Dikran Kalfa Cüberyan ile birlikte)
- Ümraniye Hekimbaşı Av Köşkü
- Çırağan Sarayı Haremi (Şimdiki Beşiktaş Anadolu Lisesi)
Hagop Balyan
1837-1875 yılları arasında hizmet eden mimar balyan ailesinden olup Garabet’in oğullarından birisidir.
Simon Balyan
1846-1894 yılları arasında Osmanlı’ya hizmet eden Balyan Ailesinden olan mimar eğitimini Avrupa’da almıştır.
Maçka Silahhanesi, Maçka Karakolu ve Yıldız Köşkü’nün tasarımlarına katılmıştır. Balyan ailesinin üstlendiği mimarlık projelerini suluboyayla resimlemiştir.
Levon Bey Balyan
Balyanların son kuşağından olan mimar eğitimini Paris’te almış olup Osmanlı’da önemli eserlerin onarımında yer almıştır.
Raimondo D’Aronco
Art Nouvea tarzında eserler tasarlayan İtalyan Mimar, 16 yıl saray mimarlığı yapmıştır.
Kuledibi ‘ndeki Laleli Çeşme de D’Aronco’nun izlerini taşır. 1894 İstanbul Depremi’nde zarar gören Galata’daki Aziziye Karakolu’nu da onaran isimdir.
Önemli eserleri arasında
- Arnavutköy’de Mehmed Memduh Paşa yalısının kütüphane ve koleksiyon salonu.
- Galata’da mescit.
- Kireçburnu’nda Cemil Bey Evi.
- Beşiktaş’taŞeyh Zafirtürbesi.
- Tarabya’da İtalyan Büyükelçiliği binası
- Şişli Etfal Hastanesi Saat Kulesi
- Yıldız yokuşu üstünde türbe, çeşme ve kütüphane
Senekerim Balyan
(1768-1833 yılları arasında yaşamış ünlü Balyan mimarlar ailesinden bir mimardır.
Birçok projesini kardeşi Krikor Balyan‘la birlikte yapmış, kendisi daha ziyada arka planda kalmıştır.
EMINÖNÜ YENI VALIDE KÜLLIYESI(YENİ CAMİ) | | SANATIN YOLCULUĞU
Ocak 22, 2019 at 8:13am[…] İstanbul Suriçi Eminönü meydanında 1663 yılında Hatice Turhan Sultan tarafından Mimar Mustafa Ağa’ya inşa ettirilmiştir. Külliyenin yapımı yetmiş dört yıl sürmüştür. Osmanlı […]