Harika Gökçe Birgin Sanatın Yolculuğu için ”Yedinci Yüzyıl Ve Sonrası-Bilim Tarihi” yazısını yazdı.Kendisine teşekkür eder,yazısını okumanızı tavsiye ederiz.
Hz.Muhammed’in ölümünden sonra yüzbin kadar sahabi dünyanın çeşitli yerlerine hicret etmiştir. Sa’d bin ebi Vakkas’ a Çin’de rastlıyoruz. Hz.Osman döneminde sınırlar Türklerle yakınlaşıyor.
İşte hz.Muhammed’in yirmi iki yıl süren peygamberlik dönemi bireylerde ve sosyolojik olgu ve yaklaşımlarda,insanların dünyaya felsefi bakış açısında değişiklikler yaparken, bu değişim bir ahestelik içinde olmuştur.
Tıpkı göklerde galaksi,yıldız,gezegen ve asteroitlerin,kuyruklu yıldızların ömürlerinin milyonlarca milyarlarca yıl olması gibi.
Acaba ilk iki ayda kaç ayet inmişti?Ya da ilk beş yılda inen Kur’an kaç sayfa idi?..
Bu ahestelik,o dönem itibariyle yakın zamana kadar bağnaz olan ve o dönem itibariyle halen de yer yer öyle olan bir coğrafyada toplumu, kadın- erkek- çocuk hakları ve insan değerinin yerine oturtulması açısından bir bakış açısı ve nasihat verirken, uzun yıllar boyunca da insanların kendi bağnazlık ve inatlarını dindenmiş gibi sunmasını engelledi.Yaşanan yirmi iki yıl ve dört halife devri çok çarpıcı idi.
Yapıcılık anlamında herşey, Kıta Avrupası’nın Ortaçağı’ndan çok farklı idi.
GÜNEYDOĞU ANADOLU
İSTANBUL
KURTUBA ŞEHRİ
FAS
Bilim üsleri yüzyıllık dönemlere göre farklılıklar göstermiştir.
Sekizinci yüzyıldan onaltıncı yüzyıla kadar bahsi geçen coğrafyada bilim insanlarının yaşadığı Türk İslam topraklarında bugünkü bilimsel tüm dinamiklerin temelleri atılmış.
Kıta Avrupası bin yıllık bir sessizlikte.
Ama on beşinci yüzyıldan itibaren bu sessizlik bilimsel ve sosyolojik anlamda yön değiştirmeye başlayacak,bilim üsleri Avrupa ve oradan Amerika’ya kadar kayacaktır.
Aslında göç eden soru soran,merak duygusu canlı düşünen insan zihniyetidir.
Uzak Doğu’da önemli bir bilim üssü olacaktır.
Sekizinci yüzyıldan itibaren Türklerle İslam Devleti’nin sınırları kafa kafaya gelir.Ve Türklerin İslamiyeti kabul etmesiyle coğrafyada önemli kalıcılıklar ve yenilikler oluşmaya başlar.
Türkler özellikle Matematikte biribirinden değişik konularda birbirinden farklı bilim insanlarıyla çığır açarlar
Endülüs Emeviler zamanında fethedilir.
Geçen yıllar içinde sınırlar Ortadoğu ve Asya’ya Kuzey Afrika’ya Akdeniz sahillerine ulaşır.
Yeni ulaşılan yerlerle karşılıklı bir kültürel etkileşim ve bilgi aktarımları olmaktadır.Kalem işlevsel ve ilim önemlidir.
Bu harita yedinci yüzyıl ile onaltıncı yüzyıl arası meşhur bilim insanlarını coğrafyalarına göre göstermektedir.
Bilim üsleri:
ÖZBEKİSTAN HORASAN REY NİŞABUR
Dünya haritası çizimleri çok önemsenir.
Hayvanlar alemi,bitkiler alemi,insan anatomisi tanımlanır.Bilimsel sınıflandırmalar yapılır.İlk ameliyatlar yapmaya başlanır.
Hastalıklar hastalıklar arasındaki farklar tedaviler çağına göre tanımlanır.verem-kızamık vb..
Astronomide önemli rasathaneler oluşturulur.Yıldızlar ve gezegenler üzerine eserler yazılır.Yörüngeler ele alınır.
Bugün sibernetik dahil,akla gelen hangi bilim dalı varsa temelleri atılır.
Bu bilginin yolculuğunda çok doğal bir akıştır.Bilgi merak sensörleri açık insanların sorularına anlamlı ve yaşamı kolaylaştırıcı cevaplar verir.Merak sensörleri,sorular neredeyse bilim bilgi ve cevaplar da orada olacaktır.
Harita üzerinde sekizinci yüzyıldan onaltıncı yüzyıla kadar meşhur bilim insanı sayısına bakarsak yüzyıl başına muhtemelen üç tane bilim insanı yetiştiğini göreceğiz.Öğrencileri hariç.
Yani bu tablo bir bilim insanının ne kadar zor yetiştiğini o dönem itibariyle gözler önüne sermektedir.
Harika Birgin