Abbasiler Devri (750–1258) Şehirciliği

Abbasiler Devri (750–1258) Şehirciliği ve Mimarisi
Abbasiler, 747–750 yılları arasında devam eden mücadeleler sonucunda  Emevi Devleti’ne son vererek Bağdat’ı merkez edinen yeni bir devlet tesis ettiler. Halifeliğe de Hz. Muhammed’in amcası Abbas’ın soyundan Ebu’l-Abbas’ı getirdiler. Abbasiler devrinde Arabistan yarımadası, Kuzey Afrika ile Endülüs bölgesi, Suriye ve  Filistin ile Mezopotamya bölgesi (Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri dâhil),  Kuzey ve Güney Azerbaycan, Buhara ve Semerkant ile Gazne ve Kabil’e kadar uzanan topraklar bu devletin idaresinde bulunmuştur. Bununla birlikte Mısır’da Tolunoğulları (8686–905), İhşidoğulları (935–969), Horasan, Mezopotamya ve  Maveraünnehir’de Samaniler (819’dan itibaren), Horasan’da Tahiriler (821’den  itibaren), Suriye ve el-Cezire’de Hamdaniler (905’ten itibaren) bağımsız ve yarı  bağımsız devletler kurunca, IX. yüzyılda Halife, sadece Bağdat ve çevresine hâkim  durumda kalmıştır. Zaten Abbasilerde sıklıkla siyasi, iktisadi ve dinî sebeplerle  isyanlar çıkmıştır. Nihayet Cengiz’in torunlarından Hülâgu, 1258’de kuşatmış ve  Abbasi Devleti sona ermiştir. Osmanlı Devleti’nden sonra İslam tarihindeki en uzun  süre ayakta kalan hanedandır.  Abbasiler döneminde Mezopotamya’da muhteşem şehirler kurulmuştur.  İkinci Halife Mansur’un planını bizzat çizerek 762 yılında kurdurduğu Bağdat
Kenti’nden, Moğol istilası sırasında şehrin tamamen tahrip edilmesi ve yerine yeni  Bağdat’ın inşa edilmesi sebebiyle pek bir şey ulaşmamıştır. Kaynaklardan anlaşıldığı  kadarıyla Bağdat, savunmaya elverişli dairevi planda kurulmuş ve etrafı çifte surla  çevrilmiştir. Bu planlama eski çağlardan beri Mezopotamya, Anadolu ve İran’da  uygulanan bir düzenlemedir. Şehrin çapı 2638 metredir. Surları yuvarlak şekilli  kuleler desteklemiştir. Tuğladan örülmüş olan surlarda dört ana giriş kapısının  bulunduğu bilinmektedir. Bunlar, Kufe, Basra, Şam ve Horasan kapılarıdır. Kapıların  iç kısımlarında muhafız birlikleri için çeşitli binalar yapılmıştı. Şehrin ortasında
‘Kubbetü’l-Hadra’ denilen halifenin sarayı ile onun bitişiğinde bir cami bulunuyordu.  Saray ortadaki kubbeli mekâna açılan tonoz örtülü dört eyvandan oluşuyordu ve  muhtemelen planı Horasanlı Ebu Müslim’in Merv’deki Dârülimâre’sinden ilhamla  meydana getirilmişti. 766 yılında tamamlanan cami ise üç taraftan çifte sıra ahşap  sütunlarla çevrili olan bir avlu ile ahşap direklerin taşıdığı çatılı bir harimden  müteşekkildi. Çeşitli tarihlerde gerçekleştirilen onarım ve tadilatlarla orijinal dokusu  büyük oranda bozulan ve günümüze ulaşmayan camiden sadece mihrap  gelebilmiştir. Yekpare Musul mermerinden yapılmış mihrap, burmalı sütuncelerin
taşıdığı istiridye yivli bir kavsaradan ibarettir.  Abbasiler devrinde kurulan bir diğer şehir de Rakka’dır. Bağdat’tan farklı  olarak tam dairevi planlı olmayıp güney yönü düz, at nalı şeklinde bir plan  sergilemektedir. Kerpiç ve tuğladan yapılan dış sur bütünüyle yıkılmış, iç surun  silindirik kulelerle tahkim edilmiş bazı bölümleri ile Bağdat Kapısı hâlâ ayaktadır.Bazı kaynaklar nişlerle hareketlendirilmiş tuğla yapılı kapının, Rakka’yı 796’da merkez hâline getiren Harûnürreşîd zamanına ait olduğunu yazarlarsa da iç ve dış surların Mansur tarafından yaptırılmış olması gerektiği düşünülmektedir. Rakka’nın Büyük Camii, kuzey tarafta yer almakta olup, kalıntılarından anlaşıldığı kadarıyla kare planlı ve silindirik ve yarım silindirik kulelerle desteklenen duvarlarla çevrili bir yapı ortaya koymaktadır. Kıble duvarına paralel üç sahınlı bir harim ve üç taraftan çifte revakların kuşattığı bir avludan ibaret cami, 772’de Halife Mansur tarafından yaptırılmış ve XIII. yüzyılda Nureddin Zengi tarafından tamir ettirilmiştir. Bağdat’a 90 km mesafede Dicle Nehri’nin kıyısında kurulan Samerra Kenti, Halife Mu’tasım tarafından 836’dan itibaren başkent olarak kullanılmaya başlanır. 883’te halifelerin tekrar Bağdat’a dönmeleri ile eski önemini yitirmiştir. Sarayların yazlık olarak bir süre daha kullanılmasından sonra kendi hâline terk edilen Samerra, Hülâgu istilası sırasında Moğollar tarafından tamamen tahrip edilmiştir.

                           

Bağdat Kenti’nin  Planı                                           Rakka Kenti’nin  Planı

 

You may also like...

Your email will not be published. Name and Email fields are required