İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Atatürk’ün 80. vefat yılı sebebiyle “Atatürk Konuşmaları” başlıklı bir konuşma serisi sunuyor. Serinin ikinci konuşmasını “Atatürk ve Türk Arkeolojisi” başlılığıyla Prof. Dr. Mehmet Özdoğan gerçekleştiriyor.
Türk arkeolojisi 19. yüzyılın ikinci yarısında bilimsel kaygılarla değil, Batılılaşma sürecinin bir gereği olarak bir yanda imparatorluk müzesine eser kazandırmak, öte yanda da çağdaşlık sembolü olarak başlamıştır. Ancak arkeolojinin bir bilim dalı olarak tanımlanarak kurumsallaşması, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş sürecinde bir devlet politikası olarak geliştirilmiştir. Atatürk Türkiyesi arkeolojiyi müzelere eser dolduran bir araç olarak değil geçmişin belgelenerek anlaşılmasına yönelik bir bilim alanı olarak görmüştür. Bu bağlamda Atatürk’ün bilime bakışını da değerlendirmek gerekir. Atatürk ekonomiye ilişkin her şeyi uluslaştırırken, temel eğitim sistemi ulus bilinciyle kurgulanırken, bilimin ancak uluslararası işbirliği ile gelişeceğini öngörmüştür. Bu nedenle. arkeoloji de dahil olmak üzere bilimin hemen her alanında yurtdışına çok sayıda öğrenci gönderilmiş ve yabancı bilim insanlarını Türkiye’ye çekmek için de çaba gösterilmiştir. Türkiye’de çalışmak isteyen yabancı arkeologlara, daha Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren izin verilmiş, Doğu Anadolu’da çalışanlara özel olarak teşekkür edilmiş, Türk öğrencileri yanlarında yetiştirmeleri istenmiştir. Cumhuriyetin ilk dönemine ilişkin yapılan bir eleştiri, dönemin kültür politikasının geçmişe seçici davrandığıdır. Oysa ki o yıllarda pek çok ülke ancak kendi ulusunun geçmişi ile ilgili kazılara izin verirken, Atatürk Türkiyesi Anadolu’nun geçmişini bir bütün olarak benimsemiş, Helenistik, Roma, Bizans ağırlıklı olmak üzere her döneme ilişkin kazılara izin verilmiştir. Erken Cumhuriyet döneminde Türk arkeolojisi altın çağını yaşamış, 1937’de Dolmabahçe’de yapılan II. Türk Tarih Kongresi, dönemin en ünlü arkeologlarının katılımıyla çok görkemli bir biçimde gerçekleştirilmiştir. Kongre kapsamında düzenlenen sergi, ülkemizde günümüze kadar yapılmış en kapsamlı ve bütüncül sergilerden biri olarak yakın dönem kültür tarihimizdeki özel yerini halen korumaktadır. Bu sunumda arkeolojiye kişisel merakı da bilinen Atatürk’ün devlet yöneticisi olmanın yanı sıra aydın kimliğiyle de geliştirdiği arkeoloji temelli kültür politikası ve onun somut uygulaması olan arkeolojik kazılar ile müzeler, dönemin diğer ülkelerinde geliştirilen arkeoloji ve kültür politikalarıyla da karşılaştırmalı olarak değerlendirilecektir.
Etkinlik 31 Ekim 2018 / 18:30 Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleştirilecektir.
Kaynak:Pera Müzesi