Fatih Sultan Mehmet döneminin ünlü hekim ve cerrahlarından olan Sabuncuoğlu Şerafettin, Amasya’da doğmuştur. Amasya’daki darüşşifada tıp eğitimi aldıktan sonra burada hekimlik yapmaya başlamıştır. Sabuncuoğlu cerrahlık konusunda üç önemli eser yazmıştır. En önemli eseri, “Kitab-ı Cerrahiyye-i Al Haniye”dir. Konularını minyatürlerle anlatan ve Fatih Sultan Mehmet’e ithaf edilen kitap, İslam tıbbına büyük bir yenilik getirmiştir. Sabuncuoğlu, kitabında değişik deneyleri çeşitli hayvanlar üzerinde yaparak ve bilimsel sonuçlar elde ederek yazmıştır. Bazı deneyleri kendi üzerinde de yapmış ve bu deneyimlerini de yazmıştır.
Kitabın üç bölümü vardır. Birinci bölüm, uzuvların ve hastalıkların dağlanması, ikinci bölüm cerahatlerin yarılması, dikilmesi ve tedavisi, üçüncü bölüm ise kırık ve çıkıkların tedavisi hakkındadır.
Eser bilindiği kadarıyla Osmanlı Döneminde kaleme alınış tek minyatürlü cerrahi eserdir. 11.yy’da Endülüs’te yaşamış olan Ebul Kasım Zehravi’nin, Kitab’ül Taşrib adlı eserinin cerrahi ile ilgili bölümlerinin tercümesi olduğu ileri sürülmüştür. Ancak, Sabuncuoğlu büyük ölçüde bu eserden yararlanmışsa da tam olarak tercüme ettiği söylenemez. Çünkü kendi gözlem ve deneyleri de yer almaktadır.
Sabuncuoğlu eserinde aletlerin yanı sıra ameliyatın nasıl yapıldığını gösteren minyatürlere de yer vermiştir. Minyatürlerde hasta, doktor, ameliyatların gösterimi, aletlerin kullanılması dikkat çekicidir.
Yazmanın bilinen üç kopyası vardır. İkisi İstanbul da, biri Paris Bibliotheque Nationale’da bulunmaktadır. İstanbul’da bulunan fatih Millet Kütüphanesi kopyası ile Paris kopyası, yazarın kaleminden çıkmıştır. Fatih Sultan Mehmet’e takdim edilen ve içinde II. Beyazid’in mührü bulunan eserin kapağındaki kayda göre, 1860 yılında Fransız hekim Burjuven’e hediye edilmiştir. Eser 1871’de böylece Paris Bibliotheque Nationale’a gelmiştir.
Eser, 409 sayfa ve itina ile harekelenmiş Türk neshi ile yazılmıştır. İçinde 138 minyatür ve 168 alet resmi bulunmaktadır.
Resim -1: Hasta ve hekimin müdahalesiyle ilgili bir minyatür. Minyatürde hastalığın teşhisinde kullanılan aletlerin tasvir edilmesi, tıp tarihi açısından o dönemde kullanılan aletlerin formu hakkında bilgi vermesi bakımından önemlidir.
Resim 2: Bir Ameliyat Sahnesi
Resim -3: Hastalıkların dağlama yöntemi ile tedavisi açık bir ortamda doğada gösterildiği örneklerdendir. Geçmişte tedavi yöntemi olarak dağlama yöntemi gösterilmektedir.
Resim -4: Kırık ve çıkık tedavi yöntemi tasvir edilmiştir. Gövdesinden ve belinden bağlı şekilde tedavisi gerçekleştirilen bir hasta ve tedavi yöntemi görülmektedir.
Yazmadan minyatür örnekleri: