CHARTRES KATEDRALİ
Chartres Katedrali Paris’in 80 km. güneybatısında bulunan Chartres kentinde 13. yüzyılda kurulmuş olan; Romanesk mimari teknikleri ile yapılmış olmasına rağmen Gotik mimariyi en iyi temsil eden ve günümüze kadar özgün heykelleri, vitrayları ve döşemeleri ile en çok korunmuş olan bir anıt eserdir. Bu iki mimari tarzın birbirlerinden ayrı değil, ama birbirlerinin devamı olduğunu gösteren en iyi örnektir. Günümüze kadar korunarak gelen katedral, daha önce yangınla yok olan katedralin yerine 1193 ile 1250 yılları arasında yapılmış olan ve 4. yüzyıldan itibaren aynı yerde inşa edilen beşinci katedraldir.
Sanatsal açıdan Chartres Katedralini eşsiz kılan olağanüstü derecede korunmuş olması ve özgün elemanlarının günümüze kadar gelmesidir. Özgün vitrayların hemen hemen hepsi bozulmadan durmaktadır. Yapı 13. yüzyıldan beri çok az tadilat görmüştür. Dış cephesinde, ağırlıklı olarak mimarlara pencere boyutlarını artırma olanağı sağlayan büyük dayama kemerleri görünür. Batı kanadına birbiri ile zıtlık oluşturan iki çan kulesi hâkimdir. Bunların birisinin tepesi basit piramit şeklinde 105 m yüksekliğinde ve 1140’lardan kalma iken diğeri daha eski tarihli bir kulenin üzerine 16. yüzyılın başlarında inşa edilmiş 113 m’lik Gotik flamboyant tarzındadır. Ana teolojik temalarda yüzlerce heykel ve heykelcik içeren batı cephesinin üç ana kısmı da aynı derecede tanınmıştır. UNESCO tarafından 1979’da Dünya Mirasları listesine alınan ilk tarihi eserlerden biridir.
- yüzyıldan beri Hristiyanlar için önemli bir uğrak yeri olan katedralde, İsa’nın doğumu sırasında Meryem tarafından giyildiği sanılan tunik Sancta Camisa korunmaktadır. Aynı zamanda Dünya Mirasları listesinde olması nedeniyle de birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Katedral hâlâ Chartres Piskoposunun resmî ikâmetidir.
TARİHÇE
Sosyal Ve Ekonomik Durum
Orta Çağ’da piskoposluk merkezi olarak günümüz şehirlerinde birçok modern kurum tarafından sağlanan hizmetlerin tamamının görüldüğü, şehrin ekonomisinin merkezi olan Chartres Katedrali şehrin en önemli yapısıydı. O dönemlerde katedral, değişik kapılarında farklı pazarların kurulduğu ticari bir merkez görevini de görmekteydi. Kuzey kanadında tekstil ürünleri satılırken, güney kanadında et, sebze gibi besinler ve yakacaklar satılmaktaydı. Her şehrin ve bölgenin kendi parası olduğu dönemde önemli bir gereklilik olan para değiştiricilerinin bankları batı kanadında ve katedralin içindeydi. Şarap tacirleri işlerini katedralin içinden idare ediyordu. 13. yüzyıldan kalma fermanlarda bu tüccarların rahatsızlık vermemesi için zaman zaman kilise bodrumuna gönderildikleri yazar. Çeşitli mesleklere sahip işçiler, katedralin çevresinde belirli alanlarda toplanarak iş bulmak için beklerdi.
Her ne kadar Chartres şehri, Blois Kontunun idaresi altındaysa da, katedralin yakın çevresi kilisenin kontrolü altında olan bir serbest ticaret bölgesiydi ve burada yapılan her türlü ticari aktiviteden kilise tarafından vergi alınmaktaydı. Bu durum 12 ve 13. yüzyıllarda katedralin gelirini artırmış olsa da özellikle kontluğa bağlı serfler ticaret için kilise çevresini seçtiğinde ve vergilerini katedrale verdiğinde piskoposluk ile sivil idare arasında birçok tartışmanın ve sorunun kaynağı olmuştur. 1258 yılında kontun resmî görevlileri tarafından çıkarılan kanlı kargaşalar sonucunda piskoposluk kendisine bağlı olan alanın etrafını çevirmeye ve her gece kilitli tutmaya Kral’dan izin alabilmiştir.
Hristiyan Hacılar Ve Sancta Camisa Efsanesi
Daha küçük ölçekli olsa da, Gotik katedral kurulmadan önce bile Chartres Hristiyan hacıların uğrak yeriydi. Karolenj dönemde hacıların ana ibadet noktası arazide yer alan bir kuyuydu. Güçlü Azizler Kuyusu adıyla tanınan bu kuyuya erken dönem yöresel Hristiyan azizlerin cesetlerinin atıldığına inanılır.
Yaklaşık 876 yılında, İsa’nın doğumu sırasında Meryem tarafından giyildiğine inanılan Sancta Camisa (Kutsal Gömlek) adı verilen tunik katedralin eline geçti. Efsaneye göre bu kutsal hazine, Kudüs’e yapılan bir Haçlı seferi sırasında İmparator VI. Konstantin’den hediye olarak almış olan Şarlman tarafından katedrale bağışlanmıştır. Ancak bu bilgi tamamen uydurmadır çünkü Şarlman Kutsal Topraklara hiçbir zaman ayak basmamıştır. Ancak 12. yüzyılın sonundan itibaren katedral Avrupa’nın en önemli hacılık uğraklarından biri hâline gelmiştir.
Günümüzde Chartres hâlâ önemli sayıda Hristiyan hacı tarafından ziyaret edilmektedir. Tamamen günümüze ait bir ibadet olarak gelen hacılar katedralin içinde yerde bulunan labirentte yavaş yavaş başları önde yürüyerek dua ederler. Katedralin yetkilileri ayda bir defa oturma sıralarını kaldırarak bu etkinliğe izin vermektedir.
Önceki Yapılar Ve Batı Cephesi
Katedralin inşa edildiği yerde, daha önceden en azından savaş ya da yangın nedeniyle yok olmuş beş ayrı katedral inşa edilmiştir. 858 yılında yok edilen ilk kiliseden günümüze hiçbir şey kalmamıştır. Bunun üzerine kurulmuş olan Karolenj dönemi kiliseden tek kalan günümüzdeki yarım kubbenin merkezinin tam altında yer alan yarı dairesel odadır. Yıllıklarda 962 yılında başka bir yangın olduğundan söz edilir ancak bunun ardından nasıl bir yapı kurulduğunun bilgisi yoktur. 1020 yılında oluşan daha önemli bir yangından sonra 1006 ila 1028 yılları arasında piskoposluk yapmış olan Piskopos Fulbert tarafından tamamen yeni bir binanın inşasına başlanır. Fransa’nın en geniş kilise bodrumu olan günümüzde yapının bodrumu o dönemden kalmadır. Yeniden inşa süreci dönemler hâlinde yüz yıl boyunca devam etti.
1134 yılında başka bir yangın şehre ve muhtemelen katedralin bazı bölümlerine zarar verdi. Kuzey çan kulesi bu yangından sonra inşa edilmeye başlanmıştır. Güney çan kulesi ise daha sonra inşa edilmiştir. İnşaatın başlangıcından itibaren bu iki çan kulesinin bir çeşit merkezi bir cephenin ve narteksin yanlarında olması hedeflenmiştir. Kuzey kulenin inşaatı ikinci kata geldiğinde güney kulenin inşaasına başlanmıştır. İki kule arasında birinci katta Aziz Michel adına bir şapel kurulmuştur. Bu şapeli destekleyen tonoz ve sütunların izleri batı tarafında hâlâ görülebilmektedir. Tonozlu olarak inşa edilen bu şapel sayesinde batı camı korunabilmiştir. Ana kapıların üzerinde bulunan üç vitray 1145 ila 1155 tarihleri arasında yapılmıştır. 103 metre yüksekliğinde olan Güney kulesi ise 1155 yılında ya da daha sonra tamamlanmıştır.
Kraliyet Kapısı ile güney lentosunda çalışma 1136 yılı civarında başladı ve tüm heykeller 1141 yılına kadar tamamlandı. Heykel figürlerinin boyutları ve tarzları farklılık gösterdiği için farklı görüşler bulunmaktadır. Özellikle sağ kapı kanadı üzerinde bulunan lentonun uygun boşluğa oturtulabilmek için küçültüldüğü belli olmaktadır. Heykeller bu kapılar için tasarlanmış olsa da yerleşimi çeşitli ustalar tarafından değiştirilmiştir. John James’in heykeller üzerinde yaptığı analiz bunu göstermektedir. Yapılan heykellerin o döneme ait olan yüksek standarda uyduğu ve gotik kapı tasarımının gelişimine çok etkisi olduğu görülür.
Günümüz Katedral Yapısının İnşaatı
10 Haziran 1194’te meydana gelen yangın Fulbert’in katedraline çok büyük zarar verdi. Zararın gerçek boyutları bilinmemekle birlikte, batı cephesi vitraylarında camları tutan kurşun iskeletin zarar görmeden günümüze kadar gelmiş olması oluşan zararın boyutunu anlatanların olayı abartmış olabileceğini göstermektedir. Gene de bu sayede kilisenin ortası ve koro bölgesinin en son mimari tarzda yeniden yapılmasına olanak çıkmıştır. Zarar görmemiş batı kanadı kuleleri ve cephesi ile bodrumun yeni yapılan inşaata entegre edilmesi mimarların eski katedrallerin planını korumasını gerektirmiştir. Aslında yeni katedral, Fulbert’in katedralinden çok az büyüktür.
Chartres Katedralinin olağandışı özelliklerinden biri de inşaat süresinin kısalığıdır. Bu sayede tasarımında tutarlılık korunabilmiştir. Her ne kadar detaylar da sayısız değişiklik yapılmış olsa da ana plan dikkat çekici şekilde tutarlı kalmıştır. Ana değişiklik inşaata başladıktan altı yıl sonra koro bölgesinin çevresinde tek bir kemerli koridora açılan derin gömmeli yedi şapelin yerine kemerli çift koridora açılan dar çıkıntılı şapellere dönüştürülmüştür.
Katedral üzerine detaylı bir araştırma yapmış olan Avustralyalı mimari tarihçisi John James’e göre inşaatta aynı anda 300 kişi çalışmaktaydı ancak o dönemin çalışma koşulları hakkında çok kısıtlı bilgi bulunmaktadır. Normalde Orta Çağ kiliseleri doğudan batıya doğru inşa edilirdi, dolayısıyla koro bölümü ilk olarak tamamlanır ve hizmete açılırdı. Diğer kısımlar tamamlanana kadar geçici bir duvar örülürdü. Canon Delaporte katedralin inşaatına orta bölümden başlandığını ve dışarıya doğru ilerlendiğini savunmuştur. Taş yapı üzerinde yapılan analizler ile kilisenin ortasında triforyum düzeyinde bulunan taşların koronun çevresindeki kemerli koridordan daha eski olduğu kanıtlanmıştır.
Kilisenin her bir kanadı ilk olarak ikişer kuleyi desteklemek üzere yapılmıştır. Kilisenin tam ortasında da merkezi bir kule olacak ve toplam çan kulesi sayısı dokuz olacaktı. Merkezi kule planları 1221 yılında terkedilmiştir. Diğer kulelerde çalışma uzunca süre yavaş da olsa devam etmiş daha sonra bu kulelerin çatılarının yapılmamasına karar verilmiştir. Katedral Fransa Kralı IX. Louis’nin huzurunda 1260 yılında kutsanmıştır.[15]
Diğer Orta Çağ katedralleriyle karşılaştırıldığında Chartres Katedralinin kutsandığından beri çok az tadilat geçirdiği görülmektedir. 1323 yılında koro bölmesinin doğu ucuna iki katlı bir ekleme yapılarak merdivenle ulaşılan üst katta Aziz Piat’a adanan bir şapel kurulmuştur.
Fransız Devrimi
Chartres Katedrali, Fransız Devrimi sırasında ne yağmalanmış ne de büyük bir zarar görmüştür. Yapılan sayısız restorasyona rağmen Gotik sanatın şaheserlerinden biri olarak kalmaya devam etmiştir. Avrupa’da meydana gelen din savaşları ve Fransız Devrimi sırasında katedralin, diğer birçok kilise ve yapı gibi hasar almaması çok şanslı bir hadisedir. Ancak kurşun tavan sökülüp eritilerek kurşun yapımında kullanılmıştır.
- Dünya Savaşı
Almanlar Fransa’yı işgal etmeden önce, 1939 yılında katedralin tüm vitrayları söküldü. Savaş bittikten sonra vitraylar temizlenerek tekrar kurşunlandı ve takıldı.
- Dünya Savaşı sırasında şehir bombardımanlar sırasında büyük hasar görmesine karşın katedral bir Amerikan subayının emirleri sorgulaması sayesinde kurtulmuştur.