Yeri: Erzurum şehir merkezinde, Tebrizkapı semtinde bulunmaktadır. Şehri çevreleyen dış
surların doğu kısmına bitişik olarak inşa edilen medresenin girişi, Tebrizkapı kesimine açılmaktadır.
Tarihçe: Medresenin üzerinde kitabesi bulunmadığı için kesin tarihi bilinmemektedir.
Günümüze kadar yapılan araştırmalarda medrese XIII. yüzyılın sonu XIV. yüzyılın başlarına tarihlendirilmektedir.
Plan ve Mimari Özellikleri: Anadolunun en büyük açık avlulu medresesi olan Çifte Minareli
medrese 35.00 x 48.00 m. boyutlarında dikdörtgen bir alan üzerine kurulmuş, açık avlulu, dört eyvanlı,
revaklı ve iki katlıdır. Dört eyvanlı, açık avlulu medreseler grubunda yer alan yapının batı cephesinde yedi talebe odası, bir mescid ve bir büyük oda yer almaktadır. Bu odalardan üçü batı eyvanından sonradır. Medresenin bu kesiminin güney ucu ana eyvandan sonra yıkık olduğundan, kaç odanın bulunduğunu belirlemek mümkün değildir. Avluyu dört yandan çevreleyen sivri beşik tonoz örtülü
revaklar, medrese odalarının önünde yer alır. Avlunun doğu kesiminde sur duvarının eğimine uygun olarak güneye doğru genişleyen sekiz medrese odası bulunmaktadır. Bunlardan dördü doğu eyvanının güneyindedir. Bu cephenin güney kesimi batıda olduğu gibi yıkık olduğundan odaların biçimi ve sayısı tam olarak tespit edilememiştir. Talebe odalarının dışında giriş cephesiyle ilintili iki büyük
odaya yer verilmiştir. Girişin tam karşısında yer alan 15.90 m. derinliğinde, 9.30 m. genişliğinde, oldukça derin ve yüksek tutuluşuyla tartışmaların odak noktalarından birini teşkil eden ana eyvan ve onun güneyine yerleştirilen türbe yer almaktadır. Ana eyvanın gerisinde inşa edilmiş türbenin farklı taştan yapılmış olması, eyvandan sonra yapıldığını göstermektedir. Ayrıca türbenin gövdesi üstünde
ve dış tarafta kaideye kadar inen sağır kemer olukları, içeride eyvan kemerine gelince kesilmekte ve bu da türbenin eyvandan sonra yapıldığına işaret etmektedir. Ana eyvanın önündeki revak kemeri kısmen ayakta kalabilmiştir. Köşelerindeki sütuncelerin
bezemeleri de revak ve yan eyvanlarda görülen bezemeyle eş karakterlidir. Ana eyvanın duvarlarının Sivişli taşından yapılmış olması, yapıda iki değişik taşın kullanıldığını göstermektedir.
Çifte Minareli Medresenin giriş eyvanın sağında 5.80 x 5.80 m. boyutlarında kare planlı kubbe ile örtülü mescit kısmı bulunmaktadır.
Açık avlulu İlhanlı medreseleri içerisinde ikinci katını büyük ölçüde koruyan ve bu konuda hiçbir kuşkuya yer bırakmayan tek yapı Çifte Minareli Medresedir. İkinci kattaki odaların ve revakların yerleştirilişi birinci kattaki düzenlemeye uymaktadır. Ancak yan eyvanların güneyinde yer alan ikinci kat odalarına çıkış merdivenleri, güney kesimin yıkık olması nedeniyle günümüzde mevcut değildir. Yan eyvanların kuzeyinde kalan odalara çıkışlar, giriş cephesine yakın köşelerdeki odaların hemen güneyinde yer alan merdivenlerle sağlanmıştır. Bu yerleştiriliş göz önünde bulundurulunca bugün mevcut olmayan ve güneydeki odalara çıkışı sağlayan merdivenlerin de ana eyvanın güney kesimine yakın noktalardan olabileceği düşünülebilir. İkinci katta kuzey cephenin batı kanadında iki
oda, doğu kanadında üç odaya yer verilmiştir. Batı kesimdeki mescidin yükseltisi ikinci katta da devam ettiğinden bu alanda odaya yer verilmemiştir. Yan eyvanların kuzeyde kalan kesiminde doğu ve batı cephelerde dörder talebe odası bulunmaktadır. Eyvanların güney kısmında ise doğuda dört, batıda üç oda yer almaktadır.
Kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilen medresenin girişi, kuzey yöndedir. Cephe ortasında anıtsal nitelikli, mukarnas kavsaralı taçkapı, iki yanda yükselen minarelerin kürsüleri ile bütünleşmiştir. Bu nedenle taçkapı ve minareler, cephede dikkati çeken en önemli mimari elemanlar olmuşlardır. Taçkapı cephesi ile minare kürsülerinin farklı süsleme programları, iki kesimin de ayrı ayrı ve açık biçimde algılanmasına imkân vermektedir. Taçkapının sağında bulunan çeşme ise cephedeki simetrik düzeni kısmen bozmaktadır. Sivri kemerli çeşme nişi bugün mevcut olmasına rağmen suyu kesiktir.
Medresenin taçkapısı, bir silme ile belirlenmiş olan kuşatma kemeri, gövdesi palmetlerle süslü, iki katlı başlıklara sahip köşe sütunceleri ile sınırlanmıştır. Mukarnaslı kavsaranın hemen altında boş bırakılan kitabelik ana nişin üç yüzünü dolanmaktadır. Bu kitabeliğin cepheye taşan uçlarında, köşe sütunce başlıklarının hemen üstünde, sivri kemerli küçük bir pencere açılmıştır. İki yanda içleri geometrik bezemeli mihrabiye nişlerine yer verilmiştir.
Minare kürsüleri, cephe duvarının üst kesimindeki silme hizasına kadar düzgün kesme taşlarla kaplanmıştır. Kürsülerin bu hizadan yukarıda kalan kesimleri tuğla ile inşa edilmiş, cephe ve yan yüzlerine süsleme panoları yerleştirilmiştir. Bu panolardaki süslemeler tuğla ve çini mozaiklerle
yapılmıştır. Tuğla minarelerin gövdeleri yivlidir. XVIII. Yüzyılda çizilmiş gravürlerde de minarelerin
üst kısımlarının yıkık olduğu görülmektedir. Kalan birkaç mukarnas yuvasına dayanarak şerefe
altlarının mukarnaslı olduğu anlaşılmaktadır. Şerefenin hemen altında gövdenin üst kesimindeki
süsleme kalıntıları, burada çinilerle bezenmiş bir süsleme kuşağının varlığını göstermektedir. Ancak
çinilerin tamamı dökülmüş durumdadır. Minarelerden doğudakinin gövdesi üzerinde sarmal yivler,
diğerinde ise baklava motifleri işlenmiştir. Bu süslemeler, tuğlalar arasına yerleştirilmiş firuze renkli
çinilerle yapılmıştır.
Taçkapının üzerine işlenen ikisi yan kanatların cephe yüzlerinde diğer ikisi de yan yüzlerde yer
alan toplam dört panonun dördünde de ortak unsur, hayat ağacı motifidir. Silmelerle çerçevelenmiş bu
panolardan cephede yer alan ikisinde üstte çift başlı birer kartal ve aşağıda simetrik ikişer ejder figürü
ile dikkati çekmektedir.
Çifte Minareli Medrese, oldukça tezyinatlı fakat bezeme elemanları ile yer yer yarım kalmış bir
yapıdır.
Medresenin güneyinde yer alan ve eyvana bitişik olarak inşa edilen türbe boyutlarıyla Anadolu
Selçuklu çağının en büyük mezar anıtıdır. Mezar yapılarında genel olarak altta mezar odası (cenazelikmumyalık) üstte gövde kısmı ve onun üstünde de içten kubbe dıştan külahla kapatılan yapı formu
Çifte Minareli Medrese Türbesi için de geçerlidir. Dışta ve içte onikigen bir gövdeye sahip olan
türbeye ana eyvanın taban duvarında yer alan iki yönlü merdivenlere sahip kapıyla girilmektedir. Giriş
kapısının altında mezar odasına girişi sağlayan ikinci bir kapı bulunmaktadır. Haçvari planlı ve son
derce kaliteli taş işçiliği ile yapılmış olan mezar odasında herhangi bir mezar yer almamaktadır. Ancak
son zamanlarda içeride sembolik bir mezar oluşturulmuştur. Gövde kısmına girişi sağlayan taçkapı
günümüzde mevcut değildir. Sökülerek götürüldüğü ifade edilen bu Taçkapının akıbetinden günümüze
kadar hiçbir bilgi edinilememiştir.
Süsleme: Medresenin bezemeleri, taçkapı, eyvanlar, oda girişleri ve türbe üzerinde
yoğunlaşmıştır. Süslemenin ana karakterinde değişiklik ve simetri, önemli bir rol oynamıştır.
Cephedeki süsleme unsurların dağılımında ve süslenecek kısımların seçiminde, simetriye sıkı sıkıya
bağlı kalınmıştır. Bezemedeki değişiklik arzusu, hücre kapılarının düzeninde bütün açıklığı ile
görülmektedir. Süslemenin dört önemli karakteri olan geometrik bitkisel motifler, yazı ve figürlü
süsleme bu yapıda da karşımıza çıkmaktadır.
Geometrik Motifler: Geometrik örneklerin tümü Selçuklu taş süslemelerinde görülen
benzerleri gibi sade veya düz kaytanlarla meydana getirilmiştir. Bu kaytanlar, kavisli veya kırık
çizgiler şeklinde devam etmektedir. Medresenin batı eyvanında, başlangıç kemerinin avluya bakan
yüzündeki üç şerit, kesintisiz bir kaytan silmenin meydana getirdiği zinciri andıran örneklerden
oluşmaktadır. Bu zincir şeritlerin halkaları muhtelif şekilli düğümler halindedir. Doğu eyvanın köşe
sütuncelerini çevreleyen şerit ise eğri eksenler boyunca sıralanmış düzensiz sekizgenlerin örülmesi ile
meydana getirilmiştir. Ayrıca doğu eyvanının güneyindeki ilk hücrenin kapısını süsleyen
tamamlanmamış şerit, taçkapı ana nişi içerisindeki mihrabiyelerin süslemesine oldukça benzemektedir.
Bu süslemede on iki kollu yarım yıldızlar ve yıldız kollarının uzantılarından beş kollu yıldızlar
oluşmaktadır. Güney eyvanı önündeki payelerin kuzey cephesindeki süsleme şeritlerinde bu örgüyü
belirli aralıklarla çaprazlama kesen doğrulardan oluşmaktadır. Doğu eyvanı başlangıç kemerinin avluya bakan yüzünde üç şeritten birincisi bir ters, bir düz
Y(Kazayağı) motifinden oluşan kompozisyondur. Aynı eyvanın dip duvarındaki iki pencereden
üsttekini çerçeveleyen şerit ise, meandır örneklidir ve bir kaytan silme tarafından meydana getirilmiştir. Taçkapıda mihrabiyelerin iç yüzeyinde ve bazı oda kapılarının üzerinde yer alan pencere çevresinde de geometrik bezemeler kullanılmıştır.
Bitkisel Motifler: Çifte Minareli Medresedeki bitkisel süslemenin karakterini palmetler ve rumiler oluşturmaktadır. Bu motifler aynı zamanda XIII. ve XIV yüzyılın mimari süsleme de görülen en yaygın motiflerdir. Pek çok çeşidi olan bu motiflerin hemen hepsinin yüzeyleri, kavisli yivlerle bezenmiştir. Çoğunun alt bölümlerinde sarmal yivler görülmektedir. Palmetler genel olarak üç bölümlüdürler. Bazılarının orta bölümleri çaprazlama olarak sağdaki ve soldaki palmetlere veya rumilere uzanan iki kaytanın kesişmesinden oluşmuştur. Rumiler palmetlerle uyum halindedir. Genellikle yivli bir kaytanla palmetlere bağlanmaktadır. Alt uçlarının uzantıları, bazen bir başka rumiye ve bir palmete ulaşmıştır. Medresenin güney eyvanı önündeki payelerin, kuzey cephesinde yer alan çeşitli genişlikteki beş
şerit, basit ince silmelerle birbirinden ayrılmaktadır. Doğu ve batı eyvanlarının dip duvarlarındaki pencerelerden üsttekileri çevreleyen şeritler, dalgalı eğriler ve düğümler meydana getiren kaytanlar topluluğundan ibarettir. Çok seyrek de olsa bazı palmet ve rumilere rastlanmaktadır. Doğu eyvanının güneyindeki ilk hücrenin kapı sövelerini süsleyen tamamlanmamış şeritlerden ikisi, karışık bir düzene sahiptir. Bina süslemesinde görülen simetri kaygısına burada uyulmamıştır. Bu şeritteki palmetler çift ve çok bölümlü olmak üzere iki gruba
ayrılmaktadır. Tamamen kaytanlara uymuş olan rumiler, zor fark edilmektedir. Batı eyvanının sütuncelerini çerçeveleyen iki şerit palmet ve rumilerden oluşan kıvrım dalların örülmesi ile meydana getirilmiştir. Simetrik bir düzende yerleştirilmiş olan rumilerin yüzeyleri,
derince yivlerle süslenmiştir. Taçkapı çerçevesindeki ilk şerit üst üste bindirilmiş iki eş kıvrım dal şeridinden ibarettir. Her şerit üç bölümlü palmetler ve rumilerden meydana gelmektedir. Değişik şekiller gösteren rumiler simetrik olarak düzenlenmiştir. Palmetler içinde durum aynıdır. Rumilerin alt uzantıları ya üç bölümlü bir palmet, ya bir çam kozalağı ya da bir başka rumi ile sona ermektedir. Palmet ve rumilerden bazıları
oval bir çerçeve içine alınmıştır. Palmetlerin iki yanına simetrik olarak yerleştirilmiş rumilerin alt kolları, bir diğer rumiye bağlanmaktadır.
Her iki yanda taçkapı çerçevesinin en dış şeridinin alt kısmında ajurlu bir kabara üzerine yerleştirilmiş saksıdan çıkan hurma yapraklı kabartma desen, bu medresede kullanılan bitki motiflerinin bir diğer örneğini teşkil etmektedir. Geometrik ve bitkisel örneklerin bir arada bulundurdukları karma kompozisyonlar yapının süslemesinde önemli yer tutmaktadır. Bu şeritler ya iki ayrı değişik şeridin bir geometrik bir bitkisel olarak üst üste konulması ya da iki cinsin özelliklerinin tek şerit üzerinde toplanması ile meydana gelmektedir.
Taçkapı üzerindeki şeritlerden birincisi örülmüş iki kaytandan, diğeri ise üç bölümlü palmetler dizisinden ibarettir. Bu palmetlerin yan bölümlerinden çıkan iki rumi, birer kolları ile üstteki palmete bağlanmaktadırlar. Bütün palmet ve rumilerin sarmal uzantıları bulunmaktadır.
Doğu eyvanının uç duvarını dolanan şeridin ana örnekleri geometrik olmakla beraber, bu örnekler arasına iki rumi ve üç bölümlü bir palmetten oluşan bitkisel örneklerin yerleştirildiği görülmektedir. Rumilerin uçları sarmal uzantılarla son bulmaktadır.
Batı eyvanında buna tekabül eden şerit de doğudaki gibi üsluplaşmıştır. Bu şerit devamlı bir kaytanın yer yer düğümlenmesinden meydana gelmektedir. Merkezi örneklerin iki yanında, ucu sarmal uzantılarla son bulan ve bir rumiyi andıran şişkinlikler göze çarpmaktadır.
Gülbezekler: Gülbezeklerin tamamı bitkisel örneklerle bezenmiştir. Zemin kat hücre
kapılarından bazılarının alınlıklarını süsleyen birkaç gülbezekten başka, doğu ve batı eyvanlarda yan
duvarları süsleyen dört gülbezek daha bulunmaktadır. Sütun Başlıkları: Zemin kat revak kemerlerinin üzerine oturduğu sütunlardan bazılarının başlıkları, palmet ve rumilerle süslenmiştir. Palmetlerin de rumilerin de yüzeyleri yivlidir. Bu başlıklardaki palmetler fisto düzeninde sıralanmış ve uçları birer rumi ile son bulmaktadır. Taçkapı ana nişi, köşe sütunceleri ve ana niş mihrabiyelerindeki köşe sütunceleri ile güney eyvanı önündekipayelere yerleştirilmiş sütuncelerin başlıkları, benzer örneklerle süslenmiştir. Bu başlıklar biri konik,
diğeri prizmatik iki kısımdan oluşmaktadır. Konik kısımda, fisto düzeninde dönüşümlü olarak sıralanmış palmet ve lotuslar görülmektedir. Lotusların kolları birleşerek küçük bir palmet oluşturmaktadır. Fistonun diğer öğesi olan palmetlerin orta bölümlerinden iki küçük rumi çıkmaktadır.
Sütunlar ve Köşe Sütunceleri: Geometrik örneklerle bezeli sütunlar ve köşe sütunceleri, alt kat
batı revaklarında yer alan iki sütundan ilkinin süslemesi, kaydırılmış eksenler boyunca yerleştirilmiş
kaytanlarla meydana getirilmiştir. Kaytanların kesişmesinden oluşan karelerin her kenarında, içe veya
dışa dönük küçük birer çıkıntı göze çarpmaktadır. Güney eyvanı önündeki payelere gömülü sütunceleri süsleyen birbiri üzerine bindirilmiş iki örnekten ilki, eğri eksenler boyunca sıralanmış üç bölümlü palmetlerden ibarettir. Palmetler yan bölümleri aracılığı ile birbirlerine bağlanmaktadır. Bütün palmetlerin yüzeyleri yivlidir ve alt bölümlerinde sarmal yivler göze çarpmaktadır. İkinci örnek yine eğri eksenler boyunca sıralanmış kırık kaytanlardan oluşmaktadır.
Figürlü Süsleme: Minare kaidesinin alt kısmına iki taraflı olmak üzere dört tane kabartma
hayat ağacı kompozisyonu yerleştirilmiştir. Bu panolarda kalın bir silmenin çerçevelediği sivri kemerli
nişler içerisine iki ejderhanın kuyrukları ucundaki bir hilalden çıkan ve yelpaze gibi iki yana açılan
yaprakların arasında bir kalkan bulunan hurma yapraklı motif görülmektedir. Bunlardan Taçkapının
sağındakinin kalkanı üzerinde, çiftbaşlı kartal figürü işlenmiş, diğerleri boş bırakılmıştır. Türklerin
Orta Asyadaki Şamanist inanç geleneklerinin Anadoluya taşınışının bir ifadesi olan hayat ağacı motifi,
çift başlı kartal ve ejder figürlerinden oluşan kompozisyon ifade ve işlenişi bakımından önemlidir.
Türk Sanatının Orta Asya bağlantılarının sağlıklı kurulması açısından dikkate değerdir. Şamanist
inançlarda genel olarak hayat ağacı evrenin merkezi, hayat ağacının üzerindeki meyve motifi, kuş
figürleri Şaman ruhunu temsil etmektedir. Hayat ağacının yaprakları göğün katlarını sembolize
ederken, üzerindeki çift başlı kartal, güç, kuvvet ve hâkimiyet sembolü, ejder ise koruyucu hayvan
unsuru olarak değerlendirilmiştir. Medresenin batı eyvanının güney sütunce başlığı üzerinde yere paralel olarak işlenmiş küçük
ölçülerde bir insan maskı yer almaktadır.
Yazı: Çifte Minareli Medresenin minare kaidelerinde yıldız biçiminde kufi yazılar eyvan,
pencere ve niş çevrelerinde ise Selçuklu neshi ile yazılmış yazı kuşaklarına yer verilmiştir. Medrese
içerisindeki kitabeler ayet ve hadis metinleridir.