Edirnenin Kapıkule çıkışında Şehre o dönem 2km uzaklıkta Külliye tarzında yapılmış bir camidir.
17. yy ortalarında Kâtip Çelebi,17.yy ilk yarısında Evliya Çelebi bu yapı hakkında bilgi vermişlerdir.
Kâtip Çelebi bu yapının Yıldırım Beyazıtın eseri olduğu, bir imaret ve medreseninde bulunduğunu belirtir.
Evliya Çelebide 1640 lı yıllarda imaret, medrese ve camiden oluştuğunu minaresininde zıh zıhlı şekilde olduğunu belirtir. Edirne 3 şerefeli caminin zikzaklı minaresine benzetmektedir. Muhtemelen bu minare 1752 depreminde yıkılmıştır. Yerine barok tarzda yeni bir minare yapılmıştır.
1910 yılına kadar bu yapılar ayaktaymış, 1912 yılındaki balkanlardan gelen göçmenler tarafından tahrip edilmişlerdir.
Yapıyı inceleyenler Edirne Kadısı Abdurrahman Hıbri Efendi, Cornelius Gurlit, Oktay Aslanapa, Semavi Eyice, Ekrem Hakkı Ayverdi.
Cornelius Gurlite Göre bu yapı 5. yy dan kalma eski bir Bizans kilisesinin temelleri üzerine yapıldığını ve Ravenna daki Galla Placidia türbesini örnek göstermektedir. Oysa Osmanlı kaynaklarında bu yapının Yıldırım Beyazıt Döneminde yapıldığı yazmaktadır.
Osman Peremeci, Rıfat Osman, Abdullah Kuran da yapıyı incelemişlerdir. Rıfat Osman Bizans döneminde burada bir kilise olduğu adınında Tiris İyeharis olduğunu belirtmiştir.
Semavi Eyicede burada bir kilise, üzerine 18.yy da bazı eklemelerin ve birde şadırvanın yapıldığını belirtmektedir.
2008-2010 yıllarında restorasyon edilmiştir.
Semavi Eyice girişin iki yanındaki hücrelerde insan figürlerinin bulunduğundan bahsetmektedir fakat günümüze ulaşmamıştır.
1204 yılında Latin haçlıları bu kiliseye zarar vermiş, 1204 ten 61 yılına kadar tahrip olmuş, 1391 yılında Yıldırım Beyazıt bu kilisenin üzerine külliyeyi kurdurmuştur.
Son cemaat bölümünde bazı konsollarda bu ilk yapının kalıntılarına rastlanmaktadır.
Semavi Eyice eyvanlardan birinde Şehzadelere ait Bir türbe bölümünün bulunduğu sonradan tahrip olduğu söylemektedir.
Yıldırım Camisi taş ve tuğladan yapılmıştır. Son cemaat yeri caminin beden duvarlarının uzantıları ve bunların arasındaki yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış dört sütundan meydana gelmiştir. Bu bölümün üzeri çatı ile örtülüdür.
İbadet mekânı kare planlı olup üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânı giriş ekseni üzerinde olmadığından mihrap da eğri yerleştirilmiştir.
Cami içerisindeki çiniler l878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında tahrip edilmiştir. Günümüzde iç mekanda kalem işi süslemeler bulunmaktadır.
Caminin iki yanında 7 m. genişliğinde beşik tonoz örtülü bir dehliz ve iki yanda da kubbeli birer oda bulunmaktadır. Bu odalar ana girişten sonraki dehlize açılmaktadır. Bunların içlerinde yaşmaklı ocaklar bulunmaktadır.
Bu bakımdan cami yan kanatlı, tabhaneli veya ters T planlı camiler gurubu içerisinde düşünülmektedir. Son cemaat yerinin sol tarafında minaresi bulunmaktadır.