Avrupa kıtasının güneyinde, İtalya’nın başkenti Roma şehrinin içerisinden geçen Tiber nehrinin batısında ve kendi adıyla anılan tepenin üzerinde yer alan Vatikan, dünyanın en küçük bağımsız devleti[1] olup 44 hektarlık bir alana sahiptir. Tanrı-Kent statüsüne sahip olan Vatikan’ın nüfusu ise yaklaşık olarak 1000’dir. Ancak bu sayı günlük ziyaretçiye göre değişiklik göstermektedir[2](Harita 1-2) (Foto. 1)
Vatikan adının, bataklıktan dolayı “Ager Vaticanus” olarak isimlendirilmektedir. Vaticanus isminin ise orijini belli olmamakla birlikte Vaticum olarak adlandırılan Etruscan kasabasının yok olmasından sonra verildiği iddia edilmektedir. Diğer bir görüş ise Ager kelimesinin Latince’de kara veya toprak anlamına gelmektedir. Vatikan’ın (Vatican) ise Latince’de “vates” kelimesinden türetildiği geleceği bilen kâhin anlamında kullanıldığı bilinmektedir[3].
Vatikan, Laterano anlaşmasıyla (11 Şubat 1929) kurulan/bağımsızlığını kazanan ve başkanı papa[4] olan bir devlet olup[5] bayrağı, beyaz ve sarı renkten meydana gelen iki dikey şeritten oluşturulmuştur. Beyaz şerit üzerine çapraz olarak yerleştirilen iki anahtar Aziz Petrus’un yani Roma şehrinin, diğer bir düşünceye göre cennetin anahtarı olup üzerlerinde ise piskoposluk tacı bulunmaktadır. 1:1’lik bir ölçüye sahip olan bayrak 1825 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Fakat 8 Haziran 1929 yılına kadar resmi olarak kabul edilmedi[6](Foto. 2).
Vatikan adının Hıristiyanlığın ilk 1350 yıllık döneminde hiç kullanılmamış bir kelimedir. Bunun nedeni 1267 yılına kadar kutsal yerleşim alanı sayılmadığındandır. O dönemler Papalar Vatikan’da değil Lateran diye isimlendirilen bir yerleşim alanında oturdukları bilinmektedir. Yaklaşık 1000 yıl buradan yönetimi sağlamışlardır[7].
Hıristiyan dünyasının ilk dönemlerde her cemaat kendi piskoposlarının ruhanî liderliği altında bulunuyordu. Roma Başpiskoposu I. Clemente (90-99) kilise düzenini yeni esaslara bağlamak istemiş ve 325 yılında yapılan İznik Konsili’nde Roma Başpiskoposluğu’nun Latin-Batı dünyasında üstünlüğü tanınmıştır. 451 yılında aynı durum Kadıköy Konsili sonucu Konstantinopolis içinde geçerli olmuştur[8].
Kavimler göçü ve saldırılarının sonucunda Batı’da kralların idaresinde bağımsız kiliseler kurulmaya başlanmıştır. Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasıyla birlikte Doğu Roma yani Bizans İmparatorluğu, İtalya üzerinde hâkimiyet kurmak için girişlerde bulunmasına karşılık yerel kuvvetler buna müsaade etmemiştir. Bu dönemden sonra bölge üzerinde German ve Frank hâkimiyeti başlamıştır. Charlemagne’ın 800 yılında Papa III. Leo’nun elinden taç giymesiyle birlikte Vatikan’ın gücü arttı ve Bizans ile bütün bağlantıları kopmuştur[9].
- Clemente ve IV. Urban arasındaki dönemde papalık çeşitli reformlar geçirerek önemli bir gelişme kaydetti ve ruhbanlık belirli bir merkeze bağlanması yaygınlık kazandı. Bu güçlenme doğal olarak papaları imparatorlar ile karşı karşıya getirdi. İmparator IV. Heinrich ile VII. Gregorius arasındaki mücadelenin sonucunda zafere ulaşan taraf papa oldu[10].
1096-1293 yılları arasında önemli bir güç ve otorite haline gelen papa, Avrupa’nında gücünü eline alarak Filistin topraklarına haçlı seferleri düzenledi[11]. Haçlı seferlerinin başarılı ve başarısız sonuçları arkasından, Vatikan üzerinde Fransızların etkileri bir süre devam etti. Bu dönemde farklı bölgelerden piskoposluklar, kanlı savaşlar ve papalığa karşı farklı reform hareketleri meydana geldi. Ancak 18 Temmuz 1870’de “Papanın yanılmazlığı ve evrensel episkopatlığı dogma şeklinde belirlendi”. Böylece papa idaresindeki Vatikan mutlak monarşik bir karakter kazanmış oldu[12].
11 Şubat 1929 yılında İtalya Başbakanı Benito Mussolin’nin girişimleri ile yapılan Lateran Antlaşması ile Vatikan bağımsız bir devlet halini aldı[13].
Katolik Hıristiyanlığın merkezi olarak kabul edilen Vatikan’da iki konsil gerçekleştirilmiştir. I. Vatikan konsili 1869-70’de Papa IX. Pius, toplum ve kilise çevrelerinde yaygınlık kazanmaya başlayan naturalizm, realimz, rasyonalizm ve liberalizm gibi düşünce akımlarına karşı önlemler almak gerçekleştirildi. II. Vatikan Konsili ise 1962-65 yılında Papa XXIII. John’un 25 Ocak 1959’da yayımladığı, Katolik kiliselerin sorunlarını tartışması üzere yapıldı[14].
Vatikan’ın etrafını uluslararası kararlar ile belirlenmiş olan yüksek şehir duvarları tarafından kuşatılmaktadır. Şehir içerisine iki bölgeden giriş yapılabilmektedir. Bunlardan birincisi Saint Peter meydanın doğusundan, diğeri ise güneyden şehre giriş yapan demir yoludur.
Şehri dışardan ayıran sur duvarları olmasına karşılık devletin Roma içinde ve dışında toprak parçaları ve binaları bulunmaktadır[15]. Şehir içerisinde ise hem dini hem sanat açısından oldukça nadir örnekler vardır. Bunların başında Saint Peter Bazilikası ve meydanı, Sistine Şapeli, Vatican Müzesi, St. Marta’s Sarayı, St. Charles Sarayı, Justice Sarayı, St. Anne Kilisesi, sanat galerileri, obelisk gibi birçok eser yer almaktadır(Plan 1).
Saint Peter Bazilikası: Roma’nın ve Vatikan’ın en gözde yapısı olan, Hz. İsa’nın havarisi adına yapılan Aziz Petrus Bazilikası içerisinde 60.000 kişiyi barındıracak bir büyüklüğe sahip olması bakımından oldukça dikkat çekicidir.
Dünyadaki en ünlü ve en büyük Roma Katolik kilisesinden biri olan eser, Hıristiyanlık için en kutsal alanlardan birisidir. Yaygın olarak St. Peter Bazilikası olarak bilinmektedir[16].
İlk St. Peter kilisesinin yapımına Hıristiyanlığa girenleri kutlamak amacıyla 325 yılında Constantine tarafından başlanılmıştır. Romalılar tarafından toplantı salonu olarak kullanılan dikdörtgen formdaki bazilikal modelde inşa edilmiştir(Çizim 1). 1452 yılında Papa V. Nicholas tarafından kilisenin genişletilmesi ve yenilenmesi yapılmıştır. Papa II. Julius kiliseyi tamamen yeniden inşa etmeye karar verdiği zaman kilisenin restorasyona devam edilmiştir[17].
St. Peter Bazilikası’nın yapımı sırasında ve tasarımında on farklı mimar görev almıştır. Bunlardan ilk mimar Donato Bramante’dir. Mimar, kiliseyi Yunan Haçı biçiminde kubbeli olarak tasarlamıştır[18].
- Mimar Giuliano da Sangallo, Bramante’nin zemin etrafına açılan kemer ve sütun dizilerini genişletmiş ve güçlendirmiştir.
III. Mimar Raffaello Sanzio plandaki ana değişikliği her iki yanda bulunan koridorların dışındaki kompleks apsidal şapelleri sırayla beş nefli hale getirmiştir.
- Miar Baldassare Peruzzi’nin ana değişikliği üç ana apsisli bir iç düzenleme önermesidir. Fakat bu şema uygulandığında Bramante’nin özellikleri ve Yunan Haçı şeması değişecektir.
- Mimar Antonio da Sangallo The Younger’in en önemli katkısı Bramante’nin sütunlarının kırılmasına karşılık güçlendirme katkıları olmuştur.
- Mimar Michelangelo olup, Bramante’nin ilk tasarımına dönüştürmüştür. Yunan haçı ve birbiriyle bitişik kompleks bir yapıya çevirmek olmuştur. Aynı zamanda yapının kubbesini tasarlamıştır. Ancak, daha sonra Giocomo della Porta tarafından tamamlanabilmiştir.
VII. Mimar, Jacopo Barozzi da Vignola, Papa Pius tarafından atanmıştır. Michelangelo’nun ölümünden sonra planını gerçekleştiren kişidir.
VIII. Mimar Giacomo Della Porta’dır. Sangolla tarafından önerilen fenerin üzerindeki helezon etrafındaki topuzlarına taç eklemiş ve Papa Sixtus’un onuruna aslan maskları ekleyerek Michelangelo’nun tasarımını değiştirmiştir.
- Mimar Carlo Maderno, Michelangelo’dan beri en önemli katkıyı gerçekleştirmiştir. Eski Peters kilisenin kalan parçalarını aşağı çekmiştir. Ayrıca Michelangelo’nun uzun Latin haçı tasarımının içine Latin haçını tasarlayarak merkezileştirmiştir.
- Mimar Gian Lorenzo Bernini’dir. O, Barok dönemin en ünlü mimarı ve heykeltıraşı olarak bilinmektedir. Bernini, Kilisenin merdivenlerini, kubbesini taşıyan sütunları, localar ve nişler için, kutsal şapel ve baldaken bir plan tasarımı gerçekleştirmiştir[19].
Bazilikanın günümüzdeki hali, Constantinian bazilikasının üzerinde 1506 yılında başlanılmış ve 1626 yılında tamamlanmıştır. Yukarıda da isimlerini verdiğimiz gibi döneminin en ünlü mimarları ve sanatçıları çalışmıştır. Eser üslup olarak ise geç Rönesans erken Barok dönemine tekabül etmektedir.
Plan şeması olarak Michelangelo’nun planını oldukça iyi bir biçimde değerlendirilen ve Yunan haçının batı kolunu uzatarak Latin haçına çeviren Maderno’nun uygulamış olduğu tasarımdır. Bazilikal kubbeli plan şemasını benimseyen mimar haçı oluşturan kolları, apsiste olduğu gibi poligonal bir formla ortaya koymuştur[20](Çizim 2).
Kilisenin uzunluğu 220 m, genişliği 150 m, yüksekliği 138 m, kubbe çapı dıştan 42, içten 41.5 m ölçülerine sahip olup, kubbe çapı ve yüksekliği olarak dünyadaki tek örnek olması bakımından önemlidir[21] (Foto. 2)
Kilisenin batısı yine Maderno tarafından tasarlanmıştır. Traverten taşından inşa edilmiştir. Batıda ve 1.5 km uzunluğundaki piazzanın ortasında bulunan kırmızı granit taşından yapılmış olan obelisk 26 m yüksekliğe sahiptir ve Mısır’dan getirilmiş, 1586 yılında ise piazzanın merkezine yerleştirilmiştir. Piazzanın yapımı 1667 yılında tamamlanmış olup her iki tarafını yarım daire formunda sütün dizisi ile revak dolanmaktadır[22] (Foto. 3-4).
Kilisenin içi barok stilde dekore edilmiştir. Döneminin en ünlü heykeltıraşı Bernini, 1650’lerde birçok ünlü özelliği yapı bünyesine katmıştır. Bunlar arasında altarın üzerindeki yaklaşım 30 m yükseklikteki bronz baldaken eklemiştir (Foto. 5).
Bazilika içerisinde birçok tablo, heykel, mozaik, alçıdan yapılmış eserler bulunmaktadır. Bunlar içerisinde en önemlisi Michelangelo tarafından yapılmış pietasıdır[23](Foto. 6).
Bazilikanın dış cephesinde birçok heykel yer almakla birlikte bunlar içerisinde en önemli olanı 5.55 metre yüksekliğinde St. Peter ve St. Paul’un heykelleri yerleştirilmiştir (Foto. 7-8).
Sistina Şapeli: Vatikan’da St. Peter Bazilikası’nın kuzeyinde bulunan Sistine Şapeli, 1477-80 yılları arasında Papa IV. Sixtus tarafından inşa ettirilmiştir. İsmini Papa IV. Sixtus’tan alan şapelin mimarları Baccio Pontelli ve Giovanni del Dolci’dir[24] (Foto. 9).
Dikdörtgen bir alan üzerinde 20.7 m yüksekliğinde inşaa edilen yapı, 40,90×13,40, m’lik ölçüleri ile Eski Ahit’te Süleyman Mabedi için belirtilen ölçülere uygun olarak tasarlanmıştır[25](Foto. 10).
Üst örtüde beşik tonoz kullanılan yapının zemininde zarif, geometrik mermer kompozisyonlara yer verilmiştir[26].
Şapelin duvarları papa tarafından görevlendirilen Botticelli, Ghirlandaio, Perugino, Cosimo Roselli ve Luca Signorelli tarafından fresk kompozisyonları ile bezenmiştir[27]. 1480’li yıllarda bu sanatçılar tarafından bezenen duvarların alt kısımlarında Hz. Musa ve İsa’nın hayatına dair sahneler ile beraber papa portreleri yer almaktadır[28]. Aynı yıllarda Michelangelo tarafından fresklerle bezenecek olan tavan bölümü, Pier Matteo d’Amelia tarafından bir gökyüzü anlatımı elde edilmesi için parlak mavi renkle boyanmıştır[29]. Daha sonra tavanın bezenmesi için Michelangelo görevlendirilmiştir. Ancak ilk başlarda Papa II. Julius’un teklifini ilk etapta kabul etmemiştir[30]. Daha sonra gönülsüz bir şekilde görevi kabul eden Michelangelo ilk etapta 12 Havari anlatımını genişleterek tavanda 300 aşkın figüre yer vermiştir[31].
Vassari’nin aktarımına göre Michelangelo bu görevde kendisi de dâhil 6 ressamdan yardım istemiştir. Renk ve teknik konuda gelen yardımları beğenmeyince tekrar kenti bildiği tekniği uygulamıştır. Ancak, son yapılan araştırmalar neticesinde tek başına değil, yardımcıları ile tamamlamıştır.[32]
Dört yıllık bir çalışma ile 520 metrekarelik bir alanda fresklerini yapan sanatçıya, papa tarafından da çok fazla kısıtlama yapılmamıştır[33].
1508 yılından 1512 yılına kadar süren tavan kompozisyonunda Michelangelo ana tema olarak Tevrat’ın ilk bölümünü Tekvin’e yer alan dokuz yaratılış sahnesini işlemiştir[34]. Bunların yanı sıra İgnudiler, Eski Ahit’ten konuların anlatıldığı bronz madalyonlar, kahinler, peygamberler ve İsa’nın atarlarına ait anlatımlar yer almaktadır[35].
Tavan kompozisyonunda ana tema olarak Eski Ahit’te belirtilen dokuz yaratılış sahnesi işlenmiştir. Bunlar sunak duvarından şapel girişine göre sıraya konulmuş ve dokuz bölüm üçerli gruplar halinde düzenlenmiştir.
İlk grubu yaratılış evresi oluşturmaktadır. Bu Bölümün üç sahnesi; Işığın karanlıktan ayrılması, güneş, ay ve diğer gezegenlerin yaratılması ve karaların sulardan ayrılması sahneleridir[36].
Michelangelo, bu sahnelerin birbirinden ayırt edilebilmesi için İgnudilere yer vermiştir.[37]
Tavan freskolarında yer alan konular şu şekilde sıralanabilir;
- Işığın Karanlıktan Ayrılması
- Güneş, Ay ve Diğer Gezegenlerin Yaratılması
- Karaların Sulardan Ayrılması
- Adem’in Yaratılması
- Havva’nın Yaratılışı
- Yasak Meyve ve Cennetten Kovulma
- Nuh Serisi
- Nuh’un Kurban Adaması
- Tufan
- Nuh’un Sarhoş Olması
- İgnudiler (Foto. 11).
Vatikan Kütüphanesi: Vatikan’da yer alan ve dünyanın büyük arşivine sahip olan Vatikan Kütüphanesi’nin adı Vatican Aposlic Libary yani Vatican Havariler Kütüphanesi olarak geçmektedir. IV. yüzyılda kütüphanede hem kitaplar hem arşiv bulunurken, aynı zamanda Roma Kilisesi Scrinium kanıtları yer almaktaydı. Roma Kilisesinin arşivleri ancak VIII. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıktı. Bu bölüme ise Papa I. Adrian’ın yönetimi altında 784 yıllarına dayanan Libraian Theophylactus adı verildi. XIII. yüzyılın ilk dönemlerinde kütüphanedeki papanın kitapları ve arşivler hala bilinemeyen bir sebepten dolayı yok edildi. VIII. Boniface döneminde yatırımcıların yapmış olduğu ve hala okunabilir yazıtlar papalar tarafından toplanıldı[38].
XIV. yüzyılın ortalarında, Papa XI. Gregory ile birlikte 1378 yılında Roma’ya döndükten sonra Vatikan Kütüphanesi’nin modern başlangıç süresi başlamış oldu. V. Nicholas, 1200 civarı İbranice, Latince ve Grekçe yazıtların âlimler tarafından ulaşılabilir ve çalışılabilir olmasına karar verdi. V. Nicholas zamanında kütüphane tek bir odadan oluşuyordu. Onun projesi olan kütüphanenin zamanın ötesinde bir üne kavuşması IV. Sixtus tarafından gerçekleştirildi. IV. Sixtus zamanının en iyi ressamlarıyla odaları dekore ettirmiştir. Aynı zamanında papa arşivleri ve kayıtları, önceki dönemlere ait eserleri içeren ve okuyucuların doğrudan ulaşamadığı gizli kütüphanesi, Latince ve Grekçe eserleri içeren bölümler olmak üzere dört ayrı oda inşa ettirmiştir. Kitaplar sıkı bir disiplin altında okunabiliyordu. Fakat, 1475-1547 yılları sırasında kitapların kayıtları tutulmak şartıyla ödünç alınabiliyordu[39].
Kütüphane zamanla büyümeye devam etmiştir. 1475’de 2527 el yazması, 1481’de 3498 el yazmayı bulunuyordu. XVIII. yüzyılda X. Leo yönetimin altında bu gelişme devam etti ve el yazmaları, kitaplar ve diğer eserler sistematik bir düzene oturtuldu. 1587-1589 yılları arasında Vatikan Gizli arşivi ve diğer bölümler birbirinden ayrılmaya başlanıldı. V. Sixtus kütüphane için yeni tesislerin yapılmasına karar verildi. Bunun için ise Mimar Domenico Fontana’yı seçti. Yeni bina şuan Cortile della Biblioteca olarak bilinen avludan Cortile del Belvedere’den bölünen tarafa inşa edildi. Salon Sistino olarak bilinen iki nefiyle birlikte odaları dekore edilmiştir. XVIII. ve XIX. yüzyılda kütüphane gelişmeye devam etmekle birlikte dönem dönem savaş ve istilalardan dolayı kayıplar meydana geldi[40]. Günümüzde halka bir bölümü açık olan kütüphanenin gizli bölümü için papadan özel izin alınması gerekmektedir. 180.000 el yazmasının bulunduğu kütüphanede milyonlarca kitap ve binlerce fotoğraf, çizim bulunmaktadır[41] (Foto. 12-13)
Santa Marta Sarayı: Vatikan’da St. Peter Bazilikası’nın güneyinde yer alan sarayın orijinine 1538 yılında bir kilise olduğu bilinmektedir. Bu dönemde Papa III. Paul hayırsever faaliyetlerde bulunmak için Papalık Mahkemesi temizlik görevlilerin kurulmasını yetkilendirmiştir. Daha sonra burada sonradan ölen kişiler için törenler ve düşkünler için bir mekân haline getirilmiştir.
XVII. yüzyılda Papa V. Paul tarafından restore edilmiştir. 1726 yılında Papa XIII. Benedict burasını kardeşlik derneği olduğunu ve düşkünlerin, kilise tarafından bağışlanan kişilerin yeri olarak düzenlemiştir. Günümüzde ise saray olarak kullanılmaktadır(Foto. 14).
Vatican Müzesi: Vatikan’da yer alan müze, dünyanın en önemli ve en büyük müzeleri arasında yer almaktadır. İçerisinde birçok ünlü ressamın, heykeltıraşın eserleri barındıran müze, yüzyıllar boyunca toplanan koleksiyonlardan oluşmaktadır. Müze aynı zamanda Havariler sarayının sıradışı ve sanatsal odalarını da içerisinde barındırmaktadır. Müzenin ilk bölümlerini Niccoline Şapeli ve Borgia apartmanı oluşturmaktadır[42](Foto. 15).
Zamanın en hümanist papalarından olan Papa V. Nicholas, St. Lawrence ve St Stephen’e adanmış olan freskoları Havariler kilisesindeki apartmanın özel şapalini dekore ettirmek için Dominican keşişi ile birlikte önlü olan sanatçı Fra Angelico’yu çağırarak azizlerin yaşantılarını resmettirmiştir. Resimler XV. yüzyılın insanlar ve din arasında bağlantıyı sağlayacak biçimde oldukça detaylı ve anlamlı bir biçimde duvara işlenmiştir. Fra Angelico’s çalışmaları 1995-96 yılları arasından gerçekleştirilen çalışmalar ile restore edilmiştir[43].
- Nichalos’dan babası VI. Alexander Havalariler Sarayı’nın dış kanatlarını, Pinturicchio olarak bilinen, Bernardino di Betto tarafından dekore edilmesi için görevlendirmiştir. 1494’te tamamlanan bu bölümün çalışmaları, odalar arasından çeşitli dekoratif bağlantılar sunan ve şaşırtıcı freskler ile bezenerek tamamlanmıştır. Odalar papanın ölümünden sonra XIX. yüzyılda Borgia Apartmanının kamuya açılışına kadar boş kalmıştır[44].
Müzenin iç tasarımı tıpkı Borgia ve Loggia Apartmanı, Raphael odaları, Beato Angelico Şapeli ve Sistine Şapelinde olduğu gibi sanatsal çalışmalar ile bezenmiştir. Resim galerileri Mimar Beltrami tarafından tasarlanmış olup 1932 tarihine dayanmaktadır ve bina içerisine konumlandırılmıştır[45].
Müze toplam 26 farklı birimden meydana gelmektedir. Bunlar;
- Gregorian Egyptian Museum
- Gregorian Etruscan Museum
- Pio Clementino Museum
- Chiaramonti Museum
- Lapidary Gallery
- New Wing
- Gregoriano Profano Museum
- Lapidario Profano ex Lateranense
- Pius-Christian Museum
- Christian Lapidarium
- Jewish Lapidarium
- Pinacoteca
- Ethnological Museum
- Carriage Pavilion
- Christian Museum
- Profane Museum
- Room of the Aldobrandini Wedding
- Chapel of St. Peter Martyr
- Collection of Contemporary Art
- Sistine Chapel
- Raphael’s Rooms
- Borgia Apartment
- Niccoline Chapel
- Chapel of Urban VIII
- Room of the Immaculate Conception
- Room of the Chiaroscuri
- Gregorian Mısır Müzesi: 1839 yılında XVI. Gregory tarafından papanın ayrıcalığında kurulmuştur. İçerisinde toplam dokuz oda yer almaktadır(Foto. 16).
- Pio Clementine Müzesi: Burada papaya ait olan klasik heykellerin bulunduğu bir bölüm olup Papa II Julius (1503-13) kolleksiyonlarına kadar tarihi inmektedir.
- Lapidary Galeri: Vatican’daki en zengin kitabe müzesidir. Belvedere Sarayı ile bağlantılı olarak yapılmıştır(Foto. 17).
- Gregoria Profano Müzesi: 1884 yılında XVI. Gregory tarafından kurulmuştur. İçerisinde, Parthenon Tapınağının mermerleri, Athena ve Marsyas Heykeli, Asarotos Aikos Mozaiği, Hateri Mozoliumu, Caracalla Hamamı’nın mozaikleri gibi arkeolojik kazılar sonucunda elde edilen buluntular sergilenmektedir (Foto. 18).
- Pius Christian Müzesi: 1854 tarihinde IX. Pius tarafından Lateran Sarayında kurulmuştur. 1756 yılında Vatican Havariler Kütüphanesinde XIV. Benedict tarafından kurulan, Museo Savro veya Christian Müzesinin koleksiyonlarından oluşmaktadır.
- Jewish Lapidarium: Vatikan’ın en önemli koleksiyonlarının bulunduğu yerdir. Burada Lateran sarayından transfer edilen Yahudi kitabeleri sergilenmektedir (Foto. 19).
- Ethnological Müzesi: 1925 yılında Papa XI. Pius tarafından organize edilmiştir. Ve kültürel eserlerin sergilendiği müzedir.
- Christian Müzesi: Hıristiyanlara ait olan eserlerin sergilendiği bir bölümdür.
- Gregorian Etruscan Museum: 1837 yılında Papa Gregor XVI. tarafından kurulmuş olup içerisinde Etrükslere ve Romalılara ait eserler sergilenmektedir.
- Raphael’s Odaları: Pontifical Sarayının ikinci katında bulunan bölümün Raphael tarafından oluşturuğu bilinen dört odadan oluşmaktadır. Dekorasyonu da Raphael tarafından yapılmıştır[46](Foto. 20).
Apostolic Sarayı:
Apostolic Sarayı, St. Peter Bazilikasının kuzeydoğusunda konumlandırılmıştır. Saray belirli aralıklarla farklı dönemde inşa edilmiş olup orta bölüm en eski tarihli olanıdır. San Damaso’nun avlusu Rönesans döneminde, kanatları Gregory tarafından yaptırılmıştır[47].
III. Nicholas(1277-80), sarayı en geniş biçimde yaptıran ilk kişi olarak bilinmektedir. Papanın oturduğu yeri içeren merkez avlu dört kanat tarafından kuşatılmıştır. Burada üç toplantı salonu, saray şapeli, özel şapel, ve dört savunmaya dayalı kule yerleştirilmiştir. Ancak, kanatlardan sadece batı ve kuzeydeki Nicholas döneminde yapılmıştır. Bununla birlikte papaların bazı odalarının duvarları XIII. ve XIV. yüzyılda freskli duvarlarının zaten var olduğu bilinmektedir. Orta sarayın yapılışı Avignon papası ve Büyük Schism sırasında 1309-77 yıllarında yapılmıştır[48].
1447 yılında Angelico papanın saray şapelini, özel şapeli, St. Nicholas Şapeli’ni fresklerle bezemiştir. 1575 yılında yapı tamamlanmıştır[49] (Foto. 21).
Belvedere Sarayı: Vatikan’da bulunan saray, yüksek Rönesans çalışmalarıyla dönemin ünlü mimarı aynı zamanda St. Peter Bazilikası’nın planını dizayn eden Donato Bramante tarafından 1506 yılında tasarlanmıştır. Ancak, bu tarihten öncede (1484) Belvedere’nin eski bir yapısı bulunduğu bilinmektedir. Belvedere’nin avlusu diğer bir değişle piazzası ses yansımasını aksettirecek şekilde tasarlanmıştır. Belvedere Sarayı yan kanatlarıyla beraber inşa edilmiş olup, yapı Belvedere villası ve vatican sarayı ile bağlantılu olarak yapılmıştır. Bramente sarayın tamamlanışı göremeden 1514’te ölmüştür. 1562-65 yıllarında IV. Pius için Pirro Ligorio tarafından tamamlanmıştır[50] (Foto. 22).
Saray genel olarak dikdörtgen bir alana oturmakta olup avlu etrafında şekillendirilmiştir. Yapının ön cephesi Barok dönemin özelliklerini yansıtır bir şekilde içe doğru bir daire oluşturmaktadır. Saray, altı dar teras bir teras dizisiyle orta terasın geniş kanatlarına doğru açılan merkezi bir merdiven ile geçilmektedir. Üst terastaki merdivenler bölünmüştür[51.
KAYNAKÇA
Altındal, Aytunç, Bilinmeyen Vatikan I, 3-4.
Altındal, Aytunç, Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri, Ankara 2002, 6.
Aydın, Mahmut, “Vatikan Konsili”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 42, 2012, 584-571.
Aydın, Mehmet, Ahmet Hikmet Eroğlu, “Papalık” TDVİA, C.34, 2007, 160-162.
Aydın, Meymet, “ Vatikan Ruhani Devletinin İdaresi Yapısı”, Diyanet ilmi Dergi, XXXIII, Ankara 1997, 3-15.
Clark, J. W., “On The Vatican Library of Sixtus IV,” Proceedings of Cambridge Antiquarian Society and Communications, X (1898-1899), s.4vd; David Mycue, “Founder of the Vatican Library: Nicholas V or Sixtus I?,” The Journal of the Library History (1974-1987), 16(1)1981, 1.
Daltrop, Georg, “Belvedere”, The Vatican Collection The Papacy And Art, Vatican Museum, Newyork, 1982, 57-61.
Gombrich, E.H., Sanatın Öyküsü, İstanbul 2007, 307.
Gözeler, Esra, “Vatikan Kütüphanesinde Tefsir İlmine İlişkin Arapça El Yazmaları Üzerine Bir Araştırma”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010, 349-366.
Grömling, Alexandra, Michelangelo Buonarrtoi Hayatı ve Eserleri, İstanbul 2005,39.
Gümüşay, Selda, “İnsanın Yaşam Alanları ile Kurduğu İlişkinin Resmin Olanakları ile İncelenmesi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Resim İş Eğitim Bölümü, Adana 2008, 136.
https://www.countryflags.com/en/flag-of-vatican-city.html (Erişim Tarihi, 21.03.2018)
İnalcık, Halil, Rönesans Avrupası: Türkiye’nin Batı Medeniyetiyle Özdeşleşme Süreci, İstanbul 2011, 15.
Koca, Salim, Haçlı Seferleri Sebep ve Sonuçları Bakımından Nasıl Değerlendirilebilir?”, Akademik Bakış Dergisi, C. 10, S. 20, 2017, 17.
Kuznetsova, Olga, Vatican City, In S. Pendergast and T. Pedergast, Worldmark Encyclopedia of National Economies, 2002, 3.
Labno, Jeannie, Rönesans Ayrıntıda Sanat, İstanbul 2014, 93.
Massi, H. J., Compendious Description of the Museums of Ancient Sculpture, Greek and Roman, in the Vatican Palace, First Curator of the Vatican Museums and Galleries, Roma 1901, 5.
McClendon, Charles B., “The History of the Site of St. Peter’s Basilica, Rome”, The MIT Press, Vol. 25, 1989, 32-65
Ormiston, Rosalind, ”Michelangelo-500 Görsel Eşliğinde Yaşamı ve Eserleri, İstanbul, 2013, 48.
Pietrangeli, Carlo, Vd, The Vatican Collection The Papacy And Art, Vatican Museum, Newyork, 1982, 14.
Raggio, Olga, The Vatican Collection The Papacy And Art, Vatican Museum, Newyork, 1982, 44-46.
Spence, David, Büyük Ressamlar: Michelangelo, İstanbul 2012, 13.
Şakiroğlu, Mahmut H., “Vatikan Maddesi” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi”, C. 42, 2012, 564-568.
Vatikan Maddesi” Meydan Louresse Ansiklopedisi, C.20, 1992, 98.
[23] 1498-1499 yılında yapılan pietanın, ilk olarak denediği üç mermerin kırılması üzerine dördüncü mermer blokta Pieta’yı başarıyla tamamlamış, Rönesans Dönemi’ne bir harika daha eklemiştir. Heykelde Meryem tüm alışagelmiş çizimlerin dışında gencecik bir yüzle tasvir edilmiştir. Michelangelo bunun üzerine bakirelik ve saflığı sayesinde Meryem’in genç kaldığını söylemiştir. İsa’nın çarmıhtan indiği an annesinin kucağında esvaba sarılı haliyle uzandığı Pieta heykeli, İsa için çarmıhtan sonra huzurlu bir gülümsemeyle uykuya daldığını ifade etmektedir. Meryem Ana sağ eliyle İsa’yı güçlü bir şekilde kavramış, sol eliyle de naaşı izleyiciye sunmuş ve insanları İsa’ya saygıya davet etmiştir. Meryem’in hüzünlü bir ifadeyle aşağıya doğru bakan gözleri, o an oğlu İsa’yı ait olduğu yere gönderdiğini betimlemektedir. Dahiyane bir huzuru ifade eden Pieta için, Michelangelo sonradan pişmanlık duymuştur. Çünkü heykel huzuru anlatırken, derin bir acıyı gizlemiş ve bunu huzurun arka planında bırakmıştır. Oysa ki evlat acısıyla güçlenip bunun da Meryem Ana’nın iri, geniş omuzlu betimlenmesiyle inşa edilen Pieta, anne ve oğul arasındaki yakın bağı vurgulayan tek ikonadır. Pieta, Michelangelo’nun imzasını taşıyan tek eserdir. Meryem’in kıyafetini birarada tutan kuşağın tam üzerinde Michelangelo imzasını görmek mümkündür.
Vatikan fotoğrafları ve sunumu için; Vatikan