Gülpayegan Mescid-i Cuması

Yeri: Cami, İsfahan’ın 200 km. kadar kuzeyindeki Gülpayegân sehir merkezinde yer almaktadır.
Tarihçesi: Yapı Melikşah’ın oğlu Mehmet Tapar’ın (Gıyaseddin Ebu Şuca Muhammed) 1105-1118 yıllarını kapsayan hükümdarlığı sırasında yapılmıştır. Kubbe eteğınde ve mihrapta yapım ve usta kitabeleri bulunmaktadır. Bunlar net olarak okunamamaktadır. Yapı üzerindeki yapım ve onarım kitabelerinden, yapının iki asamalı olarak insa edildigi anlasılmaktadır. Birinci aşamada köşk tipli asıl ibadet
mekânı yapılmıstır. Bunu kubbe eteğındeki kitabe ortaya koymaktadır. Bu kitabeye göre cami, Ebû Suca Muhammed tarafından İbrahim adlı ustaya yaptırılmıstır. Ayrıca mihrapta, 1104 tarihi ile ustası Ebû Nasr İbrahim adı tekrarlanmaktadır. Gülpayegan Mescid-i Cuması, 18. yüzyılda dört eyvanlı hale getirilmistir. Kaçar Şahı Fethalisah’ın oglu Haydar Kali Mirza zamanındaki bu insa faaliyetinde, avlunun
dört ana yönündeki eyvanlarla, avlu etrafındaki kapalı mekânlar ilave edilmistir. Caminin eski fotograflarıyla mukayese edildiğınde, 20. yüzyılın ilk yarısında, özellikle güney cephede kısmen dökülmelerin bulundugu, bunun bilahare tamir edildiği ve daha sonraki zamanlarda güney eyvanın üstünün tonoz yerine metal bir malzeme ile örtüldügü görülmektedir.
Plan ve Mimari Özellikleri: Mescid-i Cuma günümüzde, kuzey güney yönünde dikdörtgen bir alana oturmaktadır. Güneydeki kare planlı köşk tipli asıl cami kısmına sonradan, dört eyvanlı avlu ve kapalı mekânlar eklenerek bugünkü plan şeması elde edilmiştir.
Günümüzde yapıya doğu ve batı cephelerin ortasından, taçkapı özelliği gösteren birer kapı ile girilmektedir. Karsılıklı birbirine benzer düzenleme gösteren giris üniteleri, ortada küçük kubbelerle örtülü mekânlardan ibarettir. Buradan avluya ve
kapalı mekânlara geçis yapılabilmektedir.

İsfahan Mescid-i Cumasında olduğu gibi, mihrap duvarı dışındaki üç duvarında kemerli açıklıklar olan kare bir yapıdır. Ne var ki yüzyıllar sonra İran’ın Kaçar Hanedanı devrinde yapılan ilâvelerle Gülpayegan Camii ortası avlulu iki eyvanlı bir kompozisyon haline getirilmiştir.
Ortadaki büyük avlu 26. 00×33. 00 m. ölçülerinde dikdörtgen bir formda, güney ve kuzeyde belirğın, yanlarda giris üniteleri seklinde sembolik dört eyvanlı avlunun plan şemasını olusturmaktadır. Ayrıca eyvanların arasında kalan mihrap önü kubbesi, güney eyvan, avlu ve kuzey eyvan seklindeki ana eksenin iki yanında doğu ve batı kanadı seklinde kapalı mekânlarla yapının planı tamamlanmıstır.
Dört ana yöndeki eyvanların aralarındaki avluya bakan cepheler sivri kemerli, tek katlı açıklıklar seklinde düzenlenmistir. Bunlar doğu ve batı cephelerde ortadaki eyvanların iki yanında dörder, kuzey cephede eyvanın iki yanında ikiser, güneyde de
eyvanın iki yanında birer açıklık seklinde düzenlenmistir.

Günümüzde caminin minaresi bulunmamaktadır. Yapılan tamirat esnasında Kubbeli mekânın güney doğu kösesinin tamirinde, Selçuklu devrinden kalma minarenin izlerine rastlanmıştır. Köşk tipli asıl ibadet mekânı dısarıya en iyi şekilde güney cephede yansımaktadır. Diger cephelerde yan mekânlar ve eyvanlar dolayısıyla sadece kasnak kısmı ve yukarısı görülebilmektedir. Sekizgen kasnağın alt kısımlarında tromplar iki yüzeyli olarak dışarıya taşırılmıstır. Kasnağın üst kısmında tüm yüzeyleri dolanan tuğla derzlerle olusturulan
eskenar dörtgenlerin bulundugu bir süsleme seridi yer almaktadır. Kubbe dıstan iki bölüm halinde, ortadan dısa tasıntılı yatay bir seritle ayrılmıstır.  Alt kısımda kırmızı renkli tuğlalardan çıkıntılı eskenar dörtgenler yan uçları birbirine degecek şekilde yatay bir kusak olusturmaktadır. Kubbe üst kısımda, dıstan kaburgalı 12 dilimli bir düzenleme göstermektedir. Kubbe üzerinde, sekizgen kasnağın hemen üzerinde baslayacak şekilde, aydınlatma amacıyla simetrik olarak açılan dikdörtgen iki pencere bulunmaktadır.
Gülpayegan Camiinin bir kenarı dıştan 10. 63 metredir. İç mekân, 10. 00×10. 00 m. ölçülerinde kare planlıdır ve üzeri kubbe ile örtülmüstür. Kubbeyi tasıyan payeler dört sütunun birlesmesi ve aralarının düz halde kapatılmasıyla elde edilmis, kemerlerle
birbirlerine bağlanmışlardır.

Beden duvarlarında, kıble duvarı hariç diger üç yönde, ortada sivri kemerli ve genis, bunların iki yanında, daha dar tutulmus iki kademeli birer sivri kemerli açıklık yer almaktadır. Buradan yan ünitelere geçis saglanmaktadır. Kıble duvarı hariç tutulursa, beden duvarlarında, geçis bölgesine kadar olan yüzeyde, tuğlaların yatay ve dikey olarak dizilmesiyle olusan geometrik şekiller ve derz süsleme dısında, büyük ölçüde sade bırakıldıgı görülmektedir. Derzlerde bazı geometrik şekiller bulunmaktadır.

Kıble duvarının tam ortasında, dikdörtgen görünüslü bir mihrap yer almaktadır. Mihrabın iki tarafındaki yüzey, yatay iki bölümlü bir düzenleme göstermektedir. Üstte,dikine dikdörtgen bir pano seklinde, içi geometrik süslemelerle doldurulmus bir bölüm, altta ise, yine dikdörtgen bir çerçeve içinde üç dilimli kemerli bir nis yer almaktadır.Nisin üç sıra mukarnas dizisiyle dolgulandıgı görülmektedir. Bu kısım, en dısta kûfî karakterde yazılmıs kitabelerle kuşatılmıştır.  Doğu ve batı duvarı, süsleme ve yapı özellikleri bakımından birbirinin benzeri mahiyettedir. Aralarındaki fark, doğu taraftaki sivri kemerli açıklığın güney yanında, batı ve kuzey duvarda bulunan iki kademeli sivri kemerli açıklığın bulunmamasıdır. Bunun yerine burada altta içinde sonraki zamanlara ait bir kitabe, üstte içine Möhre113
taslarının kondugu iki kademeli dikdörtgen nisler bulunmaktadır. Bu kısmın üstünde yer alan kitabe ve onun üstündeki dikdörtgen geometrik süsleme panosu da, diger cephelerden farkı olarak öne çıkmaktadır. Batı duvarında trompların arasındaki bölümlerde yer alan yüzeysel süsleme elamanında, tuğlaların girintili çıkıntılı dizilmesiyle elde edilen Allâh isimleri tekrarlamaktadır. Caminin kuzey duvarı, büyük ölçüde batı duvarının özelliklerini sergilemektedir. Giris açıklığına günümüzde demir kapılar takılmıstır. Kapı açıklığının iki yanında, yine aydınlatma amaçlı olarak ince uzun sivri kemerli birer açıklık daha yer almaktadır.
Günümüzde bu bölümler cam ve metal materyalle kapatılmıstır. Kubbeye geçis için köselerde mukarnaslı tromplar kullanılmıstır. Tromplar dısta tuğla silme seridiyle üç dilimli kemer içine alınmıs, sivri kemerli trompun içerisi tamamen mukarnaslarla dolgulanmıstır. Mukarnaslar dört kademeden olusmakta ve birinci kademede bes, ikincisinde dört, üçüncüsünde üç, dördüncüde iki dilimli bir forma sahiptirler. Yanlardan kademeli şekilde daralan mukarnas sıraları, uçları sivriltilmis iki ya da tek yüzeyli yuvalarla olusturulmustur. İçleri de, yer yer tuğla der z ve yazı süslemelerle dolgulanmıstır. Mukarnas köseliklerinde geometrik süslemeli, altı kollu yıldız formlu rozetler bulunmaktadır. Trompların üzerindeki küçük sivri kemerlerin, ara yüzeylerde yer alanlarının içlerinde, kûfî karakterde yazılmıs kitabeler
bulunmaktadır. Caminin kubbesi, beden duvarları üzerinde mukarnaslı tromplarla sekizgene akabinde, küçük sivri kemerlerle onaltıgene dönüsen geçis bölgesinin üzerine  oturmaktadır. İçte mukarnaslı trompun biraz yukarısında, bugün iyi ve sağlam durumda
olan kûfi bir kitabe kuşağı bulunmaktadır. Kubbe merkezindeki sekiz köseli yıldızdan baslayan sekiz kollu yıldızın,
zencerek seklinde devam ettirilip ortasından kapalı bir sekizgenle kesismesiyle elde edilen bir kaburgalanma olusturulmustur. Bunların dısında, tuğla derz süslemeler de söz konusudur. Kubbe iç yüzeyindeki geometrik süslemelerin yer yer döküldüğü görülmektedir. Kubbe eteğıni alt ve üst kısımda birer tuğla sırasının sınırladıgı kûfî bir tarih kitabesi dolasmaktadır. Bu kitabede, İran’daki Büyük Selçuklu kitabelerinde tek bir örnek olarak Meliksah için, “Sehinsah” unvanı kullanılmıstır. Kubbe eteğındeki kitabenin hemen üst hizasında açılan dikdörtgen pencereler sayı ve büyüklük bakımından camiye gerekli aydınlatmayı sağlayacak ölçüdedir.
Caminin mihrap önü kubbesinin doğu ve batı yönünde sivri kemerli açıklıklarla baglanan iki yan mekân daha bulunmaktadır. Selçuklu dönemine ait olmayıp sonradan ilave edilen bu bölümlerde üst örtü olarak küçük boyutta kubbe ve tromplardan yararlanılmıstır. Sag ve sol tarafta her ikisi de düzgün olmayan birer dikdörtgen olusturan bu mekânlar, sivri kemerli açıklıklarıyla bitistikleri ana ibadet mekânının
fonksiyonel bir devamı durumdadırlar. Ana mihrap, kıble duvarının ortasında yer almaktadır. Dikdörtgen görünümlü, üç asamalı bir düzenleme gösteren mihrap, Selçuklu yapısı olup sonraki zamanlarda alt kısmına yapılan ilavelerle günümüze gelmistir. İlk mihraptan kenar bordürleri, sivri kemerli alınlık ve kitabelik kalmıstır. Mihrabın orta kısmına Safevi döneminde eklenen yeni bir mihrap, alçı malzeme ile, kavsara kısmı dört sıra mukarnaslı bir yapıdadır. Bu mihrap hücresi nisinin alt kısmına da, sonradan küçük bir tas mihrap daha yerleştirilmiştir.

Selçuklu dönemi mihrabı, en dısta iki kademeli bir silmeden sonra, biri iç bükey digeri düz yüzeyli iki bordürle sınırlandırılmıstır. Bordürlerin yüzeyi tuğla ve alçı malzeme ile olusturulmus yazı ve geometrik şekillerle süslenmistir. Bordürlerde Kur’an ayetleri, yapım tarihi ve bâni adı geçmektedir. 2. bordürde yine Kuran ayetleri, besmele
ve İhlas suresini bulunmaktadır. Bölge halkı, mihrabın alt kısmında yer alan tas mihrabın, camideki nislerin birinin içinde oldugunu, sonradan buraya yerlestirildigini söylemektedir, Ancak süsleme ögelerinin 6. yüzyıl mihraplarına benzemesi dolayısıyla Selçuklu eseri olma ihtimali üzerinde de durulmaktadır. Bu mihrapta aynı bölgedeki mihraplarda yer yer rastlanan farklı bir uygulama bulunmaktadır. Mihrapta imamın durdugu yer seki, yükselti yerine zeminden daha düsük bir kodda, çökerti seklinde tasarlanmıştır.
Ana mihrabın solunda 2. 48×3. 63 m. boyutunda 04. 00 m. derinliğinde dikdörtgen bir nisin içerisinde, bes dilimli kemerden olusan tuğla mihrap görünümlü bir nis daha bulunmaktadır. Bu nisin mihrap olma ihtimali vardır. Bordüründe kûfî harflerle
İsrâ suresi 78. ayet yer almaktadır. Bu mihrabın üst kısmında, geçiş bölgesine kadar uzanan dikdörtgen bir pano içinde geometrik süslemeler bulunmaktadır.

Önemi: Sultan Mehmet Tapar’ın yaptırdığı bu cami de Selçukluların İran’daki
tek kubbeli camilerinin tipik plân şemasına sahiptir.

 

 

 

Kaynakça

Bernard, O., “lran and the Central Asia”. in The Mosque, History, Architecture,Development and Regional Diversity, M. Frishman and H. Khan, New York: Thames and Hudson, s.118-139, 1994.

Godard, A., “The Art of ıran”, New York, Frederick A. Praeger Publishers, s.279, 1965.

Hatim, G.A., “Mimari-i lslami-i ıran dar Dawrah-i Saljuqian”, Tehran Mu’assasah-i lntisharaN Jihad-i Danishgahi, s.39, 2000.

Pepe, A.U., “A Survey of Persian Art !rom Prehistoric Tımes ta the Present”, Tehran, Soroush Press, 111, s. 1014, 1997.

Büyük Selçuklu Mirası

 

 

About

You may also like...

Your email will not be published. Name and Email fields are required