Hipodromme
http://www.facebook.com/SanatinYolculugu
Orijinali, Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından yaptırılan ve daha sonra Büyük Constantinus tarafından genişletilen ve İmparatorluğun değişik yerlerinden getirilen eserlerle donatılan Hipodrom’un eni 117, boyu ise 480 metreye, kapasitesi ise 100.000 kişiye ulaşıyordu. Bir seferde şehrin nüfusunun dörtte birini aldığı söylenir. İmparatorluk sarayı ve dolayısıyla da kathisma denilen imparator locası, şimdi Sultanahmet’in bulunduğu taraftaydı. Kuzey ucundaki girişte büyük kemerli yapılar, duvarlarda çok sayıda heykel vardı. Ortada, çevresinde yarışan arabaların döndüğü Spina’da, bazıları günümüzde de bulunan anıtlar vardı.
Bunlardan birisi, İstanbul’daki en eski tarihi eser olan, Büyük Theodosius tarafından diktirildiği için onun adıyla anılan dikilitaştır (390).
Aslında, Firavun III.Tutmosis’in adına, İ.Ö. 1550’de Karnak’taki Amon-Ra Tapınağının önüne yaptırılan iki dikilitaştan biriydi. Günümüzde 19.60 metre olan dikilitaşın, orijinalde üç kat daha uzun olduğu düşünülmektedir. Üzerinde Mısır hiyerogliflerinin olduğu ve granit olan dikilitaş, İstanbul’a taşınırken daha hafif olması için özellikle kırıldığı sanılmaktadır.
Spina’daki bir diğer anıt, Delphi’deki Apollo tapınağından getirtilen, üç yılanın birbirine dolandığı Burmalı Sütun’dur. Palatea savaşında öldürülen Pers askerlerinin kalkanlarının eritilmesiyle yapılan bronz heykelin orijinali 8 metre iken, günümüzde 5.50 metredir. Kayıp olan yılan başlarının altın büyük bir kazanı tutmakta olduğu sanılmakta ve bir parçası Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte. Üçüncü anıt ise 32 metrelik örülme bir sütun. Bu sütunu kaplayan bronz levhalar ve kayıp olan yılan başlarının, Latin işgali sırasında sikke yapılmak üzere eritildiği sanılmakta.
Bizans döneminde, Ayasofya, tanrıya ait, dini bir merkezdi ve hipodrom kent halkı için sivil bir merkezdi. Hipodrom’da yapılan at arabası yarışlarında, öldürmeye varan bir rekabet vardı. Hipodrom, devlete karşı Nika ihtilalinin merkezi olmuş ve general Belisarios buraya kıstırdığı ihtilalcilerden 30.000’ini öldürerek ayaklanmayı bastırmıştır.
Osmanlı döneminde de pek çok ayaklanmaya sahne olan Hippodrome, bu dönemde cirit oynanan, şahsade sünnetlerinin yapıldığı eğlence alanı olarak kullanıldı. İki kapıkulu ocağı olan yeniçeri ve sipahiler burada savaştılar, Vaka-i Vakvakiye’nin sonunda yaşanan asılmalar burada yaşandı, I. Dünya Savaşı sonunda işgal altında yapılan ve yazar Halide Edip’in de konuştuğu siyasi mitige de ev sahipliği yaptı.
Görseller http://www.byzantium1200.com/ adresinden alınmıştır